Turcology research (Online), cilt.79, 2024 (Hakemli Dergi)
1900’lü yılların sonlarına doğru ortaya çıkan ekoeleştiri ile birlikte gelişen çalışmalar eşliğinde
doğanın insandan bağımsız olmadığı ve insan ile doğa arasında ayrılmaz bir bağ olduğu açığa
çıkmıştır. Bu çalışmalar sayesinde ortaya çıkan bakış açıları insan ve doğa arasındaki bağı mercek altına almalarıyla ekoeleştirinin gelişmesini sağlamaktalardır. Bunların en önemlilerinden biri
olan derin ekoloji de canlı merkezli ekolojik bilinç oluşturma yönündeki bakış açısı ve önermeleriyle ekoeleştiriye katkı sağlamıştır. Türk edebiyatının önemli halk ozanlarından Âşık Veysel de
şiirlerinde doğayla ilişkisi bağlamında ekolojik bir duruş sergilemektedir. Gözleri görmeyen ozanın
şiirlerinde doğayı sıradan betimlemelerin ötesine taşıyarak yansıtması, doğaya kutsiyet atfetmesi
ve insanın doğa ile ilişkisini çıkar ilişkisi ve sorumluluk bilincinden öteye taşımasıyla okuyucunun
doğayı gönül gözünden ele almasını sağlamaktadır. Ozanın bu bakış açısını oluşturmasında tüm
canlıları kucaklayan ve onlara yaratıcıdan ötürü kutsiyet atfeden tasavvuf ve Alevilik öğretilerinden
etkilendiği açıktır. Veysel derin ekoloji hareketi ortaya çıkmadan önce bu görüşe kaynak oluşturabilecek eserler ortaya koymuştur. Bu bağlamda, derin ekoloji ve Âşık Veysel’in şiirlerindeki ekolojik
duruşu arasında benzerlikler olduğu saptanmıştır. Bu sebeple yorumsamacı\hermeneutik yöntem
kullanılarak yapılan bu çalışmayla Âşık Veysel’in belirlenen şiirlerini derin ekoloji bakış açısıyla incelemek hedeflenmiştir. İncelenen eserler esas alındığında, Veysel’in ekolojik kaygıyla şiir yazmadığı
açıktır ancak kendisinin doğaya karşı tutumu ve bakış açısının derin ekoloji açısından incelenmeye
değer olduğu kanısına varılmıştır.
Studies conducted within the ecocritical paradigm that emerged towards the end of the 1900s
have shown that nature does not exist apart from human beings and that the two are inextricably linked. The insights gained from this research pave the way for the growth of ecocriticism
by focusing on the interaction between human and nature. Deep ecology, considered one of the
most important ecological approaches, has also contributed to ecocriticism with its perspective
and proposals for the establishment of an eco-centerd ecological consciousness. Âşık Veysel, one
of the great folk minstrels of Turkish literature, also takes an ecological stance in his relationship
with nature in his poetry. The blind poet enables the reader to see nature through the eyes of the
soul by reflecting nature in his poems, taking it beyond ordinary descriptions, attributing sacredness to nature, and moving human’s relationship with nature beyond the relationship of selfinterest and responsibility. It is obvious that mysticism and Alevism’s teachings, which embrace
all living things and attribute to them a sacredness by virtue of the Creator, had an influence
on the minstrel. Veysel produced works that could provide the groundwork for the deep ecology movement before it even existed. In this context, similarities between deep ecology and the
ecological position in his poems have been identified. For this reason, the aim of this study, which
is carried out using hermeneutic method, is to examine Âşık Veysel’s specific poems from the
perspective of deep ecology. From the works reviewed, it is clear that Veysel did not write poetry
with ecological concerns, but his attitudes and viewpoints regarding nature are worth examining
in terms of deep ecology.