GECE KİTAPLIĞI, Ankara, 2023
Arap dili ve belagatinde, kelime türlerinden biri olan harflerin
ayrı bir yeri vardır. Bu nedenle harflerin Kur’ân’daki fonksiyonunu bilmek,
Kur’ân ayetlerini doğru bir şekilde anlamaya katkı sağlayacaktır. Hurûf-u me‘ânî diye
isimlendirilen bu harflerin kullanıldığı anlam, cümledeki konumlarına bağlı
olarak değişebilmektedir. Bu harflerin cümleye kattığı mana inceliği ve etkisi,
buna bağlı dil kurallarını bilmekle mümkündür. Bir sûrenin ihtiva ettiği bütün
mana harflerini ele alan çalışmaya az rastlanmaktadır. Bu çalışmada, Arapça
metinlerinin ve dolayısıyla Kur’ân ayetlerinin anlaşılmasında büyük etkisi olan
mana harflerinin Kur’ân-ı Kerîm’den Tâhâ sûresi örnek alınarak manaya kattığı
incelikler ele alınmıştır. Çalışmamız, giriş, dört bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.
Giriş kısmında, Kur’ân’daki hurûfu’l-me‘ânînin
önemi, bu alanda yapılan çalışmalar ve bu çalışmanın diğerlerinden farkı ve problematik
yönü hakkındaki bilgilere yer verilmiştir. Birinci bölümde, harfin kavramsal
alanlarına, teşekkül ve tarihsel sürecine, muhtevasına ve metindeki
fonksiyonlarına temas edilmiştir. Ayrıca mana harfleri için kullanılan hurûfu’l-me‘ânî, me‘âni’l-hurûf,
edat ve alet gibi kavram ve terkiplerin semantik tahlili yapılarak
aralarındaki nüanslar incelenmiştir. Yine bu bölümde mana harflerinin geçmişten
günümüze hangi aşamalardan geçtiğine ve dilbilimciler tarafından hangi şekil ve
metotla çalışıldığına ve bu sahada yapılan eser ve çalışmaların mahiyetine yer
verilmiştir. İkinci bölümde Tâhâ sûresi ve manalı harflerin incelikleri hakkında
kısaca bilgi verilmiştir. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde ise sûrede kullanılan
edatların î‘râb, mana ve belagat yönünden ele
alınmış ve bu konudaki Arap dilbilimcilerinin görüşlerine yer verilerek değerlendirmelerde
bulunulmuştur. Araştırma neticesinde hicri üçüncü yüzyılın sonlarına kadar mana
harfi için sıklıkla kullanılan kelimenin harf kavramının olduğu
görülmektedir. Manalı harfler için kullanılan tabirlerin tamamının kullanıldığı
ve bu sahada müstakil eserlerin kaleme alınmaya başlanıp, yoğun biçimde
görüldüğü dönemin, hicri dördüncü asır olduğu değerlendirilmektedir. Ayrıca
dilbilimcilerin mana harfi için kullandıkları farklı terimler, aralarında bazı
nüanslar görülse de manaya delaleti yönünden aynı noktada birleştikleri
mülahaza edilir. Başta Halil b. Ahmed ve talebesi Sîbeveyhi olmak üzere ilk
dönem dilbilimcilerinin eserlerinde edat tabirinin kullanıldığı
gözlemlenmektedir. Bu da mana harfi için edat kelimesinin ilk dönemlerde
kullanılmadığına dair söylemlerin gerçeği yansıtmadığını açıkça göstermektedir.
Tâhâ sûresindeki ayetlerde kullanılan mana harflerini incelediğimizde, bir
harfin anlam derinliği ve inceliğinin, yer aldığı cümlenin siyâk ve sibakından
veya birlikte kullanıldığı kelimenin anlamından ortaya çıktığı görülür.
Özellikle Kur’ân-ı Kerîm ayetlerine bütüncül bakıldığında mana harflerinin de
hangi anlamda kullanıldığı net bir biçimde ortaya çıkacaktır. Tâhâ sûresinde
manaca en çok yönlü kullanılan edatların, cer harflerinin olduğu ve bunların
çoğu ta‘lîl anlamını yansıttığı dikkati çekmektedir. Bazı ayetler,
birden fazla tevile açık olduğu için, içerdiği edatlar da buna bağlı olarak
farklı anlamlara hamledilebileceği anlaşılmaktadır. Tâhâ sûresinde bir kısım harfler sadece temel anlamıyla
kullanılırken, bir kısmı mecâzî anlamıyla da kullanıldığı görülmektedir. Öte
yandan sûrede kullanılan mana harflerinin büyük kısmı amil konumundadır. İsim,
fiil ve harf olarak kullanılan hurûfu’l-me‘ânî, Tâhâ daha
çok harf konumdadır.