MİYELİN OLİGODENDROSİT GLİKOPROTEİN ANTİKORU İLE İLİŞKİLİ HASTALIK TEDAVİSİNDE RİTUKSİMAB ETKİNLİĞİ: ÇOK MERKEZLİ, RETROSPEKTİF ULUSAL ÇALIŞMA


Şen S., Demir S., Özbek E. D., Tütüncü M., Uzunköprü C., Gündüz T., ...Daha Fazla

58. ULUSAL NÖROLOJİ KONGRESİ , Antalya, Türkiye, 19 Kasım 2022 - 24 Ocak 2023, ss.116-117

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.116-117
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç:
Miyelin oligodendrosit glikoprotein antikoru ile ilişkili hastalık (MOGAD) immün sistem aracılığı ile gelişen
demiyelinizasyon ile karakterize bir santral sinir sistemi hastalığıdır. Optik sinirler ve spinal kord tutulumu öncelikli
olmak üzere hastalar farklı semptomlar ile başvurabilirler. Bu hastalığın tedavisi ile ilgili randomize, kontrollü bir
çalışma olmayıp güncel tedaviler hastalığın immünpatogenezine ait bilgilere yönelik uygulanmaktadır. Bu çalışmanın
amacı ülkemizdeki farklı merkezlerin bu hastalığın tedavisinde kullandıkları rituksimab deneyimini birleştirmek ve
hastalığa ait atak ve özürlülük durumu özerindeki etkisini araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya ülkemizde farklı merkezlerde uluslararası tanı kriterlerine göre MOGAD tanısı ile takip edilen ve rituksimab
tedavisi alan hastalar dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, hastalık süresi gibi demografik verileri, hastalık başlangıç şekli, atak sayısı, atak özellikleri, kullanılan tedaviler, EDSS, tedavi yanıtları ve yan etkileri gibi klinik verileri, manyetik
rezonans görüntüleme özellikleri ve beyin omurilik sıvısı bulguları kaydedildi.
Bulgular:
Çalışmaya 25 merkezden, 98 hasta dahil edilmiştir. Hastaların 56’sı kadın, 42’si erkek olmak üzere, K/E oranı 1,33
olarak bulundu. Yaş aralığı 18,57 ile 64,08 arasında değişmekte idi. Ortalama yaş 37,72±11,97 idi. İlk semptomdan
MOGAD tanısı alana kadar geçen süre ortalama 3,34±5,97 yıl idi. İlk atak bulgusu; hastaların %48’inde izole optik
nörit, %29,6 ında izole miyelit , %8,2 inde piramidal bulgular, %6.1 beyin sapı tutulumu, %1 area postrema
sendromu olup %7.1 hasta polisemptomatik başlangıçlı idi. Toplam atak sayısı 1 ile 22 arasında değişmekle birlikte
ortalama atak sayısı 2,95 olarak bulundu. Hastalık başlangıç döneminde 97 hastada beyin, 93 hastada servikal, 78
hastada da torakal bölge için manyetik resonans görüntüleme (MRG) incelemesi uygulanmıştı. Beyin MRG’de 36
hastada (%37,1) herhangi bir bulgu saptanmamıştı. Geri kalan hastalarda periventriküler demiyelinizan lezyonlar,
beyin sapı lezyonları, nonspesifik beyaz cevher lezyonları, optik sinir tutulumu bulgularından bir ya da birkaçı
mevcuttu. Servikal MRG’de 52 hastanın (%55,9) görüntüleme bulgusu normaldi. İki vertebra boyundan büyük
lezyonu olan hasta sayısı 28 (%30,1), bir vertebra boyutu ya da daha küçük lezyonu olan hasta sayısı 13(%14) olarak
bulundu. Tanı aşamasında 80 hasta için lomber ponksiyon ve oligoklonal bant değerlendirmesi yapılmıştır.
Oligoklonal bant sonucu; 57 hastada negatif (%71,3), 15 hastada (%18,7) tip 2 pozitif, 4 hastada (%5) tip 3 pozitif ve
4 hastada ise (%5) tip 4 pozitif olarak bulunmuştur. Altmış iki hasta için ilk tedavi seçeneği olarak rituksimab
başlandığı görüldü. Rituximab öncesi en sık kullanılan tedavi seçeneği ise azatioprin (25/36) idi. Rituksimab kullanım
süresi 0.1 ile 6.11 yıl arasında değişmekle birlikte ortalama 1,90±1,54 yıl olarak bulundu. Hastaların 85’i (%86,7)
rituksimab tedavisine devam ediyor iken 13 hastada bu tedavi sık atak (8/13) , gebelik planı ve karaciğer fonksiyon
testlerinde bozukluk nedenleri ile sonlandırılmış idi. Hastalardan 85’i rituksiimab öncesi son bir yılda toplam 93 atak
geçirmişti. Rituksimab öncesi son EDSS değerleri 0 ile 6,5 arasında değişmekle birlikte ortalama EDSS değeri
2,72±1,68 olarak bulundu. Rituksimab tedavisi altındaki ilk bir yıl içerisinde 16 hastada toplam 20 atak, ikinci yıl
içerisinde 6 hastada toplam 8 atak gözlenmiştir. Rituksimab öncesi son EDSS değerleri 0 ile 6,5 arasında değişmekle
birlikte ortalama EDSS değeri 2,72±1,68 olarak bulundu.
Sonuç:
Bu çalışma ülkemizde çok farklı merkezlerde tanı konularak izlenen önemli sayıda MOGAD tanılı bireyler ile ilgili
klinik, laboratuvar ve tedavi etkinliğine ait sonuçları içermektedir. Bu hastaların hepsi 17 yaşından büyük olup erişkin
başlangıçlı hastalık verileri açısından önemlidir. Literatürde anti-CD20 monoklonal Ab kullanımının MOGAD grubunda
etkinliğine ait çok sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Çalışmamız retrospektif ve ülkemize ait farklı bölgelerden
gelen çok sayıda merkez ait verileri içermekte olup, rituksimab tedavisinin MOGAD tedavisindeki etkinliğini
tartışmaktadır.