Özne Dergisi, sa.32, ss.165-183, 2020 (Hakemli Dergi)
Avrupalı
devletlerin sömürgecilik yarışı içerisinde bulunduğu dönem boyunca
keşfedilmemiş yeni toprakların bilgisini sunan bir disiplin konumundaki
coğrafya bilimi, 19. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte yapısal bazı
eleştirilere maruz kalmıştır. Elisee Reclus ve Pyotr Kropotkin’in isimleriyle
özdeşleşen bu eleştirel akım, anarşist düşünce geleneğinin içinden yükselmiş ve
güçlü bir “özgürleşme” söyleminin arka planını oluşturmuştur. Özellikle
Reclus’nün fikriyatında kendisini gösteren bazı yeni kuramsal açılımlar
vasıtasıyla, coğrafya ve anarşizmin kesiştiği noktasında, Ortodoks coğrafya
disiplinine ve mevcut siyasal ortama karşı güçlü bir radikal karşı çıkış
temellenmiştir. Doğa ve insan arasındaki “mistik” bağ ekseninde özgürlükçü bir
söylem üreten Reclus; doğa bilinci, hayvan hakları ve ekolojik meselelerin
anarşist fikriyata dahil edilmesinde öncü konumda olduğu gibi, detaylı
haritaların, istatistiki verilerin ve yeni grafiksel verilerin coğrafi
araştırmalarda kullanılmasında da etkili olmuştur. Reclus’nün anarşist diskuru,
yeni dünyadaki pek çok sömürgecilik karşıtı milliyetçi harekete de ilham vermiş
ve anarşist felsefe içerisindeki en kendine özgü okumalardan biri olarak
görülmüştür. Bu çalışmada en temelde, 19. yüzyıldaki ana akım coğrafya
geleneğinin emperyal pratiklerle yakın ilişki içerisindeki yapısı ve Reclus’nün
“mekân” kavramını yeni ve özgürlükçü bir biçimde yeniden okuyarak geliştirdiği
anarşist fikriyat üzerinde durulacaktır. Reclus’nün teorisindeki “mekânsal
özgürleşme”, “biyo-bölgeselcilik” ve “evrensel mekân” gibi önemli
kavramsallaştırmalar açıklandıktan sonra, pratikte Reclus’nün düşüncelerinin
nasıl bir anarşist eylem planına denk düştüğü soruşturulacaktır.