VII. Tarım Ekonomisi Kongresi, Antalya, Türkiye, 13 - 15 Eylül 2006, ss.1081-1089
Tüm dünya ülkelerinde tarımsal üretimi ve verimi artırmak için, tarımsal üretimde kimyasal gübreler ve katkı
maddeleri kullanılmıştır. Fakat kimyasal maddelerin doğal dengeyi ve insan sağlığını hızla bozduğu görülmüştür. Bu
durumda daha doğal ve insan sağlığına zarar vermeyen organik tarım gündeme gelmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinde
organik tarım 1990’lı yılların başından itibaren hızlı bir şekilde gelişmiştir. Ortak Tarım Politikası kapsamında ve
sürdürülebilen kırsal kalkınma politikaları organik tarımı doğrudan ve dolaylı olarak etkilemiştir. 1991 yılında üretimi ve
pazarlamayı yönlendirmek için 2092/91 sayılı Avrupa Birliği yönetmeliği yayınlanmıştır. 2004 yılında Avrupa
Birliği’nde ortalama organik işletme genişliği yaklaşık 42.05 ha olup Türkiye ortalaması olan 17.41 ha’dan yaklaşık 2.5
kat daha büyüktür. Türkiye'de ihracata dayalı organik üretimin benimsenmesi üretim miktarının ve ürün çeşidinin dış
talebe göre şekillenmesine neden olmaktadır. Bu durum iç pazarın gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiye’de
organik ürün ihraç eden firmalar bazı istisnalar dışında hem üretici hem de ihracatçı konumunda olup organik ürünler
işleme sanayi gelişmemiştir. Bu çalışmada, Avrupa Birliği ve Türkiye’de organik tarım alanları, organik tarım yapan
işletme sayıları karşılaştırılmış, ihracatta ve ithalattaki organik tarım ürünleri belirlenmiş ve pazarlamadaki yeri tespit
edilmeye çalışılmıştır.