Güncel ABD Dış Politikalarının BM Şartı 2(4) ve VAHS Hükümleri Açısından Değerlendirilmesi


Nacar A.

Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanımı: Tarihi, Teorisi ve Pratiği Sempozyumu , İzmir, Türkiye, 8 - 09 Eylül 2025, (Yayınlanmadı)

  • Yayın Türü: Bildiri / Yayınlanmadı
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kuvvet tehdidi ve kullanımı yasağının kapsamı, güncel dış politika gelişmeleriyle kritik bir sorgulamayı gerektirmektedir. Ekonomik, askeri ve hibrit formlarda ortaya çıkan kuvvet tehdidi ve kullanımı başlı başına bir tartışma konusu iken uluslararası hukukun asli kaynaklarından uluslararası andlaşmalarla zorlayıcı politikalara meşruiyet zemini tesis edilmesi meseleye ayrı boyut kazandırmaktadır. Bu çalışma Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (VAHS) 52 ve 53. maddelerinin sınırlarını tespit ederek güncel ABD politikalarının hukuki değerlendirmesini yapmaktadır.

Birinci Dünya savaşı sonrasında zorlama ile tesis edilen andlaşmaların geçersizliği uluslararası hukuk yazınında tartışılmıştır. Orta çağda devlet başkanına yapılan zorlama örneklerinden yakın dönemde parlamentolara yönelik baskılara kadar devlet pratiğinin yön verdiği bir süreç gelişmiştir. 1938 Münih Antlaşması ve İkinci Dünya Savaşı’nı bitiren andlaşmalardan sonra BM Şartı 2(4) hükmüne atıf yapan bir VAHS 52 hükmü tesis edilmiştir. Çalışmamız hukuk tekniği açısından VAHS 52 hükmünün sadece andlaşmaların yapım sürecini kapsayan “biçim” olarak zorlamayı içerdiğini savunmaktadır. Andlaşmaların geçersizliğine yönelmiş “zorlama” gerekçeler içeren yorumlar yerine pacta sunt servanda ilkesini önceleyen devlet pratiği ve Uluslararası Adalet Divanı içtihatları da bu tespiti desteklemektedir. Özellikle sınır andlaşmaları tarihsel olarak genellikle silahlı çatışmalar sonucunda gerçekleşse de bu andlaşmaların geçersizliği şöyle dursun, erga omnes niteliği yönünde bir müktesebat oluşmuştur. Dolayısıyla BM Şartı 2(4) hükmünün ülkesel bütünlüğe atıf yapması sebebiyle VAHS 52’nin ülke transferini içeren andlaşmaları geçersiz kılmasına yönelik yaklaşımlar tutarsızdır. VAHS 52, zorlamanın tüm formlarını kapsayabilir. Andlaşmanın içeriğiyle ilgiliyse herhangi bir sınırlama öngörmez. Bu açıdan andlaşmaların içeriğiyle ilgili sınırlamalar için VAHS 53. maddenin esas alınması gerekir.

Çalışmamız ABD’nin birtakım politikalarını çerçevesi çizilen VAHS 52. madde bağlamında değerlendirmektedir.

i-                   Filistin devletinin andlaşma akdetme yetkisi söz konusu olduğunda Gazze sakinlerinin tehcir edilmesine yönelik bir andlaşma VAHS 52 kapsamında ancak müzakere sürecindeki zorlamalar bağlamında ele alınabilir. Ancak bu içerik VAHS 53 açısından jus cogens ihlal oluşturması bağlamında her durumda geçersizdir.

ii-                 Ukrayna-Rusya savaşında ülke transferi VAHS 52 veya VAHS 53 bakımından doğrudan bir geçersizlik sebebi olarak uygulanamaz. Ülke transferi bir jus cogens ihlal değildir. Savaşı sona erdiren barış andlaşmasının ancak müzakere süreçleri açısından formel bir zorlama söz konusu ise VAHS 52. madde gereği geçersizlik söz konusu olabilir.

iii-               Kanada’nın 51. Eyalet olarak ABD’ye katılmasına yönelik andlaşma ancak müzakere süreçleri bakımından VAHS 52. madde kapsamına girebilir. İçerik açısından jus cogens bir ihlal içermediğinden VAHS 53. madde kapsamına girmez.

iv-               Grönland’ın ABD’ye katılması jus cogens kapsamında kendi kaderini tayin hakkını ifade ettiğinden içerik bakımından VAHS 53. madde gereği geçersizlik sebebi olmaz. Ancak böyle bir andlaşmanın müzakere sürecinde zorlama araçlarına başvurulması durumunda VAHS 52. madde gereği geçersizlik söz konusu olur.

v-                  Panama Kanalı’nın idaresi kademeli olarak Panama Hükümeti’ne geçtikten sonra kanalda Çin uyruklu şirketlerin operasyonlarını geliştirmesine karşı ABD, kanalın kontrolünü veya egemenliğini içeren bir andlaşmayı ancak müzakere sürecinde zorlama araçlarını kullanmayarak mümkün kılabilir.

Çalışmamız son olarak andlaşma iradesine etki edecek zorlama ölçüsüne yönelik ayrımlar ve yaklaşımlar ortaya koymaktadır. Böylece kuvvet tehdidi ve kullanımının andlaşmalar hukukuyla ilişkisine yönelik katkılar sunulması amaçlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: kuvvet tehdidi ve kullanımı, ABD dış politikaları, VAHS, pacta sunt servanda, zorlama ile andlaşmaların geçersizliği.