ANTİK TROAS IN PARLAYAN KENTİ PARİON 1997 2009 Yılları Yüzey Araştırmaları Kazı ve Restorasyon Çalışmaları, Cevat BAŞARAN, Editör, Ege Yayınları - Zero Books, İstanbul, ss.197-206, 2013
Antik Çağ’da insan bazen dinsel, bazen de günümüzde olduğu gibi beğenilme
ve güzel görünme amacıyla çeşitli materyallerden yapılmış takılar kullanmıştır.
Başlangıçtan beri insanın ilgisini sürekli çeken bu takıların ilk örnekleri taş, kemik, deniz kabuğu ve fildişinden yapılırken, maden işçiliğinin başlamasıyla tunç,
gümüş, elektron ve özellikle altın takıların kullanımı da yoğunluk kazanmıştır. İlk
dönemlerde din, tılsım, büyü, uğur gibi kavramların etkisiyle başlayan takı takma,
zamanla bu anlamların yanı sıra, ölü hediyesi, tanrılara sunu, imtiyaz göstergesi,
zenginlik ifadesi, hediye ve nihayetinde güzel görünmek gibi amaçları da kapsamıştır397. Bahsedildiği gibi zamanla çok çeşitli amaçlarla kullanılan takılardan,
özellikle altın takılar gösterişliliğiyle her zaman insanları cezbedici ve onların sahip olmayı arzu ettiği materyal olma özelliğine sahipti. Gerek dinsel nedenlerin,
gerekse beğenilme çabasının bir sonucu olarak insanın ilgisini çeken bu takıların
günümüze kadar ulaşabilenlerin büyük bir çoğunluğu mezarlardan ele geçenlerdir. Altının pahası ve kolay işlenebilirliğini göz önünde bulundurarak bu sonucun
ne kadar doğal olduğunu da anlayabilmek mümkündür.
İnsanlar için statü ve otoritenin simgesi olarak görülmesinin yanı sıra, Tanrılar
için adak eşyası anlamını taşıyan altın takılar, öldükten sonra başka bir hayatın
varlığını bilen antik dönem insanı için öldükten sonra da öbür dünyada kullanabileceği düşüncesiyle mezarlara bırakılmaktaydı. Bu bağlamda, antik kentte 2005-
2009 yılları arasında gerçekleştirilen kazı çalışmalarında bulunan altın takıların
tamamı kentin Güney Nekropolü’nden ele geçirilmiştir. Bu altın takıları diadem-çelenkler, kolyeler, küpeler, kharon sikkeleri (impression sikkeler) ve iğneler olmak üzere beş başlık altında gruplandırmak mümkündür.