SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİ VE KAMU MALİYESİ: KURAMSAL YAKLAŞIM, Doç. Dr. Barış AYTEKİN, Editör, İksad Publishing House, Ankara, ss.1-116, 2023
İklim değişikliğinin etkilerini azaltıcı çalışmalarda enerji sektörünün
karbondan arındırılması önemlidir ve bu konuda yapılan politikaları
desteklemek için sermaye piyasalarının da devreye sokulması gerekmektedir.
Yenilenebilir enerji yatırımlarına sermaye akışlarının gerçekleşmesi için
piyasaların yatırımcılara uygun sinyaller vermesi gerekmektedir. Sermaye
artışını sağlamak için yatırımcılara yenilenebilir enerji yatırımlarının
geleneksel alternatiflere kıyasla cazip getiriler sağlayacağının anlatılması ve
yenilenebilir enerji ihtiyaçlarını finanse etmek için yeterli sermaye akışının
önündeki engeller kaldırılması gerekmektedir (La Monaca et al., 2018).
Yenilenebilir enerji alanı gelişmeye başladığından beri sürekli
değişim, gelişim göstermiş ve birçok zorluktan geçmiştir. Daha önceleri
gelişmeye çok açık olmayan bu alan zamanla sponsorların, geliştiricilerin ve
yatırımcıların dikkatini çekmeye başlamıştır. Bu noktada teknolojide yaşanan
yenilikle birlikte geleneksel enerji kaynaklarına bağımlılık azalırken;
sürdürülebilir, yenilenebilir, yeşil enerji ve güvenilir gibi kavramlar
hayatımıza girmeye başlamıştır. Son yıllarda yapılan destekleme politikaları
ile rüzgâr, güneş ve diğer yenilenebilir enerji varlıkları fosil yakıt kullanan
enerji santralleri ile rekabet edebilir duruma gelmesine rağmen bu alandaki
güvenilirlik sorunları tam aşılmadan geleneksel enerji kaynakları ile
eşitlenmeleri zaman alacaktır (Moran & Chase, 2014).
Paris Anlaşması'nın finans sektörü tarafından eyleme dönüştürülmesi
için yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve temiz teknolojilere yatırımda
önemli ölçüde özel sermayenin harekete geçirilmesi gerekmektedir. Hibeler,
kapasite ödemeleri ve performans standartları gibi piyasaya müdahale
politikaları enerji geçişini motive etmekte başarılı olsa da yine de sermaye
piyasalarının gelişimini sürdürmesi gerekmektedir. Küresel sermaye
piyasalarının büyüklüğüne rağmen, halka açık hisse senedi ve tahvil
piyasalarının yenilenebilir enerji finansmanında rolü azdır ve özellikle enerji
verimliliği ve enerji güçlendirme projeleri için yatırımları çekmede henüz
yeterince başarı sağlanamamıştır. Bunun nedeni potansiyel sermaye eksikliği
değil, geleneksel piyasa ürünlerine kıyasla bu türde yatırım projelerinin
çekiciliğinin yeterince olmamasıdır (McInerney & Bunn, 2019).
Yieldcos gibi güneş ve rüzgâr destekli tahviller kulağa pek çekici
gelmemesine rağmen önemli birer yatırım aracıdırlar. Bağımsız enerji
üreticilerinden biri olan NRG, geleneksel ve yenilenebilir enerji santrallerinin bir kombinasyonuna sahip olan ve sahiplerine öngörülebilir uzun vadeli
temettü sağlayan bir şirket olan NRG Yield'i piyasaya sürmüştür. New York
Menkul Kıymetler Borsası'nda kote olan şirket, kurumsal ve perakende
yatırımcılara erişebilmekte ve yatırımcılara düşük faizli bir piyasada sağlam
getiriler sağlamaktadır. Buna benzer bir yapıyı rüzgâr geliştiricisi olan Pattern
Energy başarılı bir şekilde kullanırken, bir enerji verimliliği grubu olan
Hannon Armstrong ise Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı olmaya hak
kazanmıştır ve yatırımcılara benzer bir getiri odaklı halka açık araç
sunmuştur. Güneş enerjisi destekli tahviller enerji üretimi ve satışı yoluyla
ödenmeme risklerini en aza indirmektedir. Bunlara ek olarak bir de yeşil
tahviller vardır ki bu tahviller yeşil kurumsal hedefler için fon toplamaktadır.
2013 yılında International Finance Corporation, Bank of America ve İsveçli
emlak grubu Vasakronan gibi gruplar 10 milyar dolardan fazla yeşil tahvil
ihraç etmiştir (Sappin, 2014).
Temiz ve yenilenebilir enerji teknolojilerine yapılan yatırım tutarı
2014 yılında önceki yıllara oranla %16 oranında bir artış göstermiştir
(Johnson, 2015). Yenilenebilir enerji, alternatif bir enerji kaynağı olmak
yerine artık ana akım enerji kaynağı haline gelmiştir. ABD’de 2014 yılından
itibaren yenilenebilir enerji faaliyetleri hız kazanmış, güneş ve rüzgârdan elde
edilen enerji kapasitesi %37 oranında artış göstermiştir. Bu başarı düşük
maliyetli sermaye sağlayan yieldcos ve yeşil tahvil gibi yeniliklerin sayesinde
elde edilmiştir ve burada özellikle yieldcos yardımıyla yenilenebilir varlıklara
olan talep arttırılması etkili olmuştur. Artan gaz fiyatları sonucunda 2014
yılında rüzgâr en popüler yenilenebilir enerji kaynağı haline gelmiştir
(Motyka et al., 2015).
ABD dünya enerjisinin %19’unu tüketmektedir ve bu nedenle
geleneksel enerji kaynaklarının tüketimiyle ortaya çıkan iklim değişikliğinin
etkilerini azaltıcı önlemleri almaya başlamıştır. Yenilenebilir enerji
maliyetlerinin iyileştirmesine rağmen halen finansman zorlukları
yaşanmaktadır ve bu zorluklar nedeniyle yenilenebilir enerji projelerinin
önündeki engelleri aşmak için gerekli programlar yapılmaya devam
edilmektedir. Temiz enerjinin gelişimini sağlayıcı kamu politikaları arasında
vergi kredileri, nakit hibeler, kredi garantileri ve eyalet düzeyinde
yenilenebilir portföy standartları yer almaktadır (Buxbaum, 2014).
Yenilenebilir kaynakların popülaritesi gittikçe artarak bağımsız enerji
üreticileri tarafından işletme varlıkları cazip hale gelecek şekilde kamu
piyasalarına çekilmeye başlanmıştır. 2013 yılında Pattern Renewable Energy ve NRG tarafından borç ve vergi öz sermaye finansmanına sahip kamu
hizmeti ölçeğindeki enerji projelerinden elde edilen nakit öz sermaye
getirisini toplayan yieldcos halka açılmıştır (Knox, 2014). ABD’de yüksek
nakit akışlarına ve düşük riske sahip sözleşmeli yenilenebilir enerji varlıkları
portföylerinden getiri bekleyen yatırımcılar, geliştiriciler ve bağımsız enerji
üreticileri için borsalarda satılacak ve işlem görecek yeni kurumsal araçlar
şeklinde oluşturulmuştur (Varadarajan et al., 2016).