Türkiye, 2012 yılında ihtiyari arabuluculuğa; 2018 yılında da zorunlu arabuluculuk uygulamalarına başlamıştır. Türkiye’de arabuluculuk hızla gelişmekte arabuluculuk mesleğine katılım hızla artmakta ve zorunlu arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklar yaygınlaştırılmaktadır. Zorunlu arabuluculuk uygulaması Türkiye için yeni bir kurum olmasına karşın hızlı bir gelişme göstermiştir. Zorunlu arabuluculuğa geçiş sürecinde toplumsal olarak dava alışkanlığının aşılmasındaki zorluklar, yargılama sürelerinin uzun yıllara yayılması ve hakimlerin ağır iş yükü nedeniyle yargı sisteminin üzerindeki ağır yükün azaltılması temel rol oynar. Türk sisteminde zorunlu arabuluculuk dava öncesi tamamlanması gereken bir aşama (dava şartı) olarak düzenlemiştir. 2023 yılında kabul edilen yedinci yargı paketi ile zorunlu arabuluculuk uygulamasında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Türk toplumu uyuşmazlıklarını dava yoluyla çözmeye eğilimli iken zorunlu arabuluculuk sürecinin kabulünden sonra müzakere kültürünün yaygınlaştığı görülür. Bununla birlikte toplumda zorunlu arabuluculuğu gereksiz bir zaman kaybı, işe yaramayacak bir yöntem olarak algılandığı da bir gerçektir. Bu algı “arabuluculuk felsefesinin ve uzlaşı kültürünün” topluma yeterince aktarılamamasından kaynaklanır. Bu çalışma Türkiye’de zorunlu arabuluculuk uygulamasının kısa sürede elde ettiği başarıyı, sistemin temel dinamiklerine yer vererek ortaya koymayı amaçlar. Bununla birlikte Türk sistemindeki güncel gelişmeler, tartışmalı hususlar ve sistemin geliştirilmesine yönelik çözüm önerileri aktarılmaya çalışılmıştır.
In 2012, Turkey introduced a voluntary mediation process, which was subsequently succeeded by the introduction of mandatory mediation in 2018. The practice of mediation within the Turkish jurisdiction is expanding quickly: the number of mediators is growing rapidly, and disputes within the scope of mandatory mediation are prevalent. The enactment of the seventh judicial package in 2023 has led to noteworthy developments in the implementation of compulsory mediation. Despite the fact that Turkish society has the propensity to resolve disputes through litigation, the culture of negotiation has become prevalent since the implementation of the mandatory mediation process. However, it is a fact that society views mandatory mediation as an unnecessary waste of time and an ineffective method. This perception is a result of the inability to effectively convey the “mediation philosophy and culture of reconciliation” to society as a whole. This study seeks to reveal the success of mandatory mediation in Turkey by examining the system’s fundamental dynamics. Furthermore, this study provides an overview of the Turkish mediation system, highlighting current advancements and offering suggestions for its improvement.