Academy 1st International Conference On Terrorism And Political Violence, Rome, İtalya, 20 - 22 Ocak 2023, ss.10-20
Bu çalışmada terörizm ve cehalet ilişkisi ele alınmıştır. Bilindiği üzere, geçmişten günümüze
farklı tip ve yöntemlerle ortaya çıkan terörizm, bireyler ve devletler için büyük bir tehlike
oluşturmuş, oluşturmaya da devam etmektedir. Terörizm, belli sonuca ulaşmak için kullanılan
bir metottur, bir hareket tarzıdır, nihai bir amacın aracıdır. Terörizmin gizli faillerinin hedefinde
kendini mağdur olarak algılayan bireyler vardır. Önce bireyleri ağlarına düşürürler, sonra
benliklerini okşayarak kendilerini değerli hissettirirler. Daha sonra onlara bir hedef vererek
yabancılaştıkları toplumla mücadele etmelerinin bir yolunu gösterirler. Bu hareketin
çerçevesini çizerken de geçmişle gelecek arasında bağ kurarak oluşturdukları ideolojik
söylemleri kullanırlar. Her şey bir plana göre işletilir. Ortaya çıkan tehlike ise toplumları
yıkabilecek potansiyeldedir ve devletler buna karşı sağduyu ile çözüm bulmalıdır. Bu noktada
terörizm adeta bir hastalıktır ve bireyler bu hastalığın ağına düşmekten korunmalıdır. Bazen
çare, hastalığına yakalanan bireylerin etkisiz hale getirilmesinde görülebilir. Ancak başvurulan
bu çare, sivrisinekleri öldürmeye benzer. Evinizi ilaçlarsınız, ölürler, ancak bir şekilde tekrar
gelirler. Zira yeniden çoğalmalarına neden olan bir kaynak vardır ve ortadan kaldırılması
gereken de tam orasıdır. Benzer bir mantıkla, terörizm hastalığına yakalanan bireylerin
sayılarının artmasına neden olan bir kaynak da mutlaka vardır. Bize göre bu kaynak cehalettir
ve ortadan kaldırılması elzemdir. Yanlış anlaşılmasın, burada cehalet ifadesi ile kastımız
bireyin okuma yazma bilmemesi ya da üniversiteye gitmemiş olması değildir. Kanıtı ise
üniversite mezunu olduğu halde terörizme bulaşan bireylerdir. Cehaletten kastımız, bireyin
kültürünü, bu kültüre ait kavramları, edebi, ahlâkı, kardeşliği, sevgiyi, fedakârlığı, doğruları ve
yanlışları, velhasıl bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimizi
bilmemesidir/içselleştirememesidir. Bu değerlerin tesisi ailede başlar, sosyal çevre ve okulla
devam eder. Okullar, bireylerin kendilerini sadece akademik manada geliştirmeleri gereken
kurumlar olarak görülmemelidir. Esasında bu kurumlar, bireylerin hem akademik hem de milli
ve manevi değerlerle donatılmaları için en uygun yerlerdir. Ancak başarı, alanında uzman, milli
ve manevi değerlerle donanmış vatansever öğretmenlerle mümkündür.