Japon Baskı Resmi


Creative Commons License

Kavukcu E.

Özgün Baskı Teknikleri, Yok, Editör, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, Erzurum, ss.222-241, 2022

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Ders Kitabı
  • Basım Tarihi: 2022
  • Yayınevi: Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
  • Basıldığı Şehir: Erzurum
  • Sayfa Sayıları: ss.222-241
  • Editörler: Yok, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Baskı sanatının ne zaman başladığı konusunda genel bir tarih verilmemektedir. Bununla birlikte M.Ö.105 yıllarında Çin’de kağıdın bulunmasıyla başladığı düşünülmektedir. Tarihte ilk baskıların damga/ıstampa şeklinde yapıldığı bilinmektedir. İlk kez tek tek harfler dökerek baskı yapan kişinin M.Ö. 100 yıllarında Pi Sheng adında Çinli bir demirci olduğu ve harfleri dökerek denediği bilinmektedir. Bu ilk baskılar yazılardan oluşmaktadır. Tahta kalıpları mürekkeplenerek kâğıt ya da ipek kumaş üzerine basılmaktadır. Japon baskısının tarihi ise iki ana yörüngeyi takip etmektedir. Birincisi, sekizinci yüzyılda dini metinlerin reprodüksiyonlarını üretmenin bir aracı olarak tahta kesmenin kullanılması ve ikincisi, bir illüstrasyon formu olarak ahşap oyma tekniğinin birkaç aşamada geliştirilmesidir. 1600 civarında gelişen en eski koyu renkli “siyah mürekkeple basılmış resimler” (sumizuri-e), 1720–40 döneminde yerini, kırmızı mürekkepten üretilen pembe mürekkeple renklendirilmiş, hassas bir şekilde elle boyanmış “pembe resimlere” (beni-e) ve kırmızı ve yeşil pigmentler kullanılarak yapılan el boyaması baskılara (tan-e) bırakmıştır. Üçüncü bir renk olarak sarı, 1750’lerde baskı boyalarına eklenmiştir. Gelişimin son aşaması olarak çok renkli brokar resimler(nishiki-e) 1760’ların ortalarında bugün Tokyo olarak bildiğimiz Edo’da üretilmeye başlamıştır.  Antik Budist baskıları üzerine mevcut literatürde, tahta baskıların ilk kez Japonya'da ne zaman yapıldığı konusunda bir fikir birliği yoktur, ancak çoğu kaynak baskının amacının Japonya'da Budizm bilgisini yaymak olduğu konusunda hemfikirdir. Japonya'da, tahta baskının belgelenmiş en eski örnekleri, Japon selvi ağaçlarından oyulmuş küçük içi boş pagodalara yerleştirilmiş dualar (darani) içeren küçük kâğıt parçalarıdır (Harris, 2010). Küçük pagodalar, dua kağıtları ekleriyle birlikte, sekizinci yüzyılın ortalarında binlerce kişi tarafından Japonya'daki çeşitli tapınaklara dağıtılmıştır ve yaklaşık 100 tanesi bugün hala Kyoto’daki Horyo-ji Tapınağında korunmaktadır. Pagodaların çoğu ise tapınak bağışçılarına ya satılmış ya da hediye edilmiş olduğundan bugün onlara ulaşmak oldukça zordur. 12. Yüzyılın başlarından 16. Yüzyılın sonlarına kadar Japonya, klanlar arasındaki iç savaşlar, imparatorluk baskıları, Moğol baskınları gibi çok fazla nedenle savaşa sürüklenmiş ve bu dönem boyunca baskı resimde öncü bir gelişim yaşanamamıştır. Tokugawa shogun ailesinin ülkeyi sıkı sıkıya tuttuğu ve yavaş yavaş değişen yabancı etkileri dışarıda tuttuğu Edo Dönemine (1615-1867) kadar bu durum değişmemiştir. Yüzyıllarca süren siyasi huzursuzluğun ardından ortaya çıkan kısmi barış atmosferi, sanat da dahil olmak üzere ticari ortamı geliştirmiş ve popüler kültürün gelişimi için ideal bir ortam sağlamıştır. Tiyatro ve baskı sanatının gelişmesi mütemadiyen, samuray sınıfının etkisinin azalması ve tüccarlar ve zanaatkarlardan oluşan chonin sınıfının kent kültürü üzerine yazdığı hikâye ve romanlar yazması veya derleme resimli kitaplar çıkartmasıyla birlikte olmuştur. Samuray sınıfının Konfüçyüsçü anlayışından uzak yaşayan Chonin sınıfı, aksine zevk ve asalet düşkünü olarak lüks bir yaşamın tadını çıkarmışlardır. İlk başlarda oldukça alt sınıf olan Chonin sınıfı kısa süre içerisinde çok fazla güçlenmiş, en etkin sosyal sınıflardan birisi olmuş, zenginlik ve enerjilerini yüzen dünya/uçuşan dünya içinde harcamışlardır. Ukiyo-e Japonya da bu dönemde ortaya çıkan zevk ve hoşgörünün dünyasına dair günlük resimlerin geneline verilen ad iken ağaç baskı Japonya’nın modernleşme döneminde azalmaya başlamıştır. Meiji dönemi Japonyanın modernleşme dönemi olarak bilinir. Bu dönemde dört ana eğilim gösteren Japon baskı sanatçılarının kimisi geleneği olduğu gibi sürdürmeyi amaçlarken, kimisi yeni yöntemler ekleyerek hibrit bir baskı türü ortaya çıkarmıştır. Bazı sanatçılar ise tamamen baskıdan uzaklaşmış ve batıdaki modern resim geleneğini takip etmek için çabalamışlardır. Tüm bunlar Japon baskı sanatının gerilemesine ve bugün çağdaş anlamda herhangi bir altın döneme erişemediğine işaret etmektedir. Bunun yerine Edo döneminde altın çağını yaşamış olan Japon baskı sanatı Ukiyo-e gibi tüm batı sanatını etkileyen etkileyici eserleri içinde barındırmaktadır.