45. TÜRK ULUSAL KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ, Lefkoşa, Kıbrıs (Kktc), 23 - 27 Ekim 2024, ss.68, (Özet Bildiri)
Amaç: Baş-boyun skuamoz hücreli karsinomu (BBSHK) ülkemizde
ve dünyada yüksek mortalite ve morbidite oranına sahip malign
bir grubu teşkil eder. BBSHK hastalarında günümüze kadar gerek
tanı gerekse tedavi genişliğini belirlemek amacıyla bir çok laboratuar,
görüntüleme tetkiki uygulanmıştır. Ana tanı yöntemini biyopsi
oluşturmaktayken evreleme için BT, MR ve PET-CT tetkikleri kullanılmaktadır.
Tedavide ana yöntem kitle eksizyonu ve boyun diseksiyonu
aşamalarından oluşmaktadır. Cerrahi prosedür sonrası patoloji
sonuçlarına göre cerrahi sınır pozitifliği, kötü diferansiyasyon, iki
ya da daha fazla lenf nodu metastazı, lenf nodu kapsül invazyonu,
lenfovasküler invazyon, perinöral invazyon varlığı gibi durumlarda
cerrahi sonrasında tedavi sürecine radyoterapi de eklenmektedir.
PET-CT tetkikinde elde edilen SUV-Max değeri malign dokunun
maksimum glukoz kullanım miktarının standardize edilmiş değeridir.
Çalışmamızda operasyon öncesinde elde edilen SUV-Max değeri ile
operasyon sonrası patoloji sonuçlarını karşılaştırarak anlamlı sonuçlara
ulaşmayı amaçladık. Bu sonuçların gerek boyun diseksiyonu
kararının verilmesinde gerekse cerrahi sonrası radyoterapi planlamasında
ve hastanın önceden bilgilendirilmesinde klinisyene büyük
kolaylıklar sağlayacaktır.
Gereç ve Yöntem:Çalışmaya 2014-2023 yılları arasında kliniğimizde
BBSHK tanısı alan 160 hasta (142 erkek, 18 kadın) 53 dudak
SCC, 32 dil SCC, 25 supraglottik larenks ve 50 glottik larenks SCC
tanılı hasta dahil edildi. Veri toplanmasında hastaların hastane sistemimizde
kayıtlı olan cerrahi sonrası patoloji raporları ve cerrahi öncesi
PET-CT raporları veri olarak kullanıldı. Tüm veriler kendi aralarında
karşılaştırılarak istatistiksel anlamlılık için korelasyon analizleri
yapıldı. Çalışmamızın ana amacı PET-CT SUV-Max primer tümör
ve boyun metastatik lenf nodunun tutulumu ile patoloji sonuçları
arasında pozitif ya da negatif yönlü bir ilişkinin mevcudiyetinin
sorgulanması ve ilişki mevcut ise bu ilişkinin gücü, cut-off değerinin
belirlenmesi ve bu cut-off değerinin sensitivite ve spesifite düzeyinin
belirlenmesi olup tanımlayıcı istatistik, student t testi ve grafiklerden
elde edilen ilişkili parametreler ROC analizine (Receiver Operating
Characteristics) tabi tutularak klinik açıdan anlamlı ve yardımcı bilgiler
elde edildi.
Bulgular:Çalışmamızda dil ve supraglottik larenks SCC tanılı hastalarda
boyun metastazı oranı dudak ve glottik larenks SCC tanılı
hastalara göre daha yüksek olarak bulundu. Farklı lokalizasyonlardaki
tümör dokularının SUV-Max değeri de farklı seviyelerde izlendi.
Primer tümör SUV-Max değeri ile boyun metastazı, lenfovasküler
invazyon, perinöral invazyon, birden fazla lenf nodu tutulumu arasında
istatistiksel olarak anlamlı korelasyon izlenmiştir (p<0,05). Ek
olarak boyun lenf nodu (LN) SUV-Max değeri ile boyun metastazı,
iki ya da daha fazla LN tutulumu, LN kapsül invazyonu sonuçları
arasında da istatistik açıdan anlamlı korelasyon izlendi. Tüm bu anlamlı
ilişkiye sahip parametreler için ROC analizi sonuçlarına göre
cut-off değerleri araştırıldı
Sonuç:BBSHK tanılı hastalarda cerrahi öncesi yapılan PET-CT
tetkiki raporunun tümör ve/ve ya boyun LN SUV-Max değeri sonucu,
klinisyene gerek cerrahi işlem seçiminde gerekse boyun diseksiyonu
kararı verilmesinde ve aynı zamanda cerrahi sonrası gerekebilecek
radyoterapi planlamasında etkin ve isabetli öngörüler
sunmaktadır.
Anahtar kelimeler: Baş-boyun Karsinomu, metastaz, lenfovasküler
invazyon, perinöral invazyon, PET-CT, SUV-Max