24. Uluslararası Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları Ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu, Nevşehir, Türkiye, 7 - 09 Ekim 2020, ss.77-79
Aydınlatma tarihi incelendiğinde, primitif toplumların ısınma amacı dışında karanlığı gidermek üzere de odun parçaları ve çırayı kullandıkları görülür. Odun ve çıra ile başlayan bu yapay aydınlatma, zamanla seramikten yapılmış yağ kandillerine ve muma doğru ilerleyen bir gelişim göstermiştir. Ortaçağ boyunca aydınlatmaya dayalı işlemler, çoğunlukla bol reçineli ağaçların dallarının ya da balmumuna batırılmış odunların meşale olarak kullanılmasına dayanmaktadır. Bir mekânı ya da sokağı aydınlatma işlemleri Sanayi Devrimi’ne kadar benzer uygulamalarla devam etmiş, yapay aydınlatma asıl gelişimini bu devrim sırasında yaşamıştır. Sanayi Devrimi ile birlikte, özellikle 19. yüzyılda yapay aydınlatmada büyük bir ilerleme kaydedilmiş, bu dönemde gaz lambaları ile hem kapalı mekânlar hem de sokaklar aydınlatılmaya başlanmıştır. Gazın aydınlatma amacı ile kullanılması, 18. yüzyılın ortalarında gerçekleşmiştir. Maden kömüründen elde edilen gazın yanıcılığı üzerine yapılan çalışmalar sonucunda, William Murdoch tarafından elde edilen gaz, arıtılarak sudan geçirilmiş ve böylece yanan gazdan parlak ve beyaz bir ışık elde edilmiştir. İç mekânlarda kullanılan gaz lambaları genel olarak üç farklı tipte; hava basınçlı, pompalı ve fitilli olarak imal edilmişlerdir. Bunlar arasında fitilli olan gaz lambaları Anadolu’da en yaygın kullanılan çeşidi oluşturmaktadır. Fitilli gaz lambaları bir hazne içine benzin emdirilmiş pamuk veya keçenin konulduğu ya da hazne içindeki yakıtı iletmek amacıyla fitilli bir pamuğun kullanıldığı lambalardır. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise aydınlatmada meydana gelen bu gelişmeler 19. yüzyıldan itibaren, Batılılaşma Dönemi ile birlikte kendini göstermeye başlamıştır. Osmanlı’da, gaz lambaları özellikle sivil konutlarda ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Bunun yanı sıra, gaz lambalarının saray ve çevresi ile birlikte, halk tarafından da gelinlik kızların çeyizlerinde yer almaya başladığı görülmektedir.
Bu bildiride, Şanlıurfa Müzesi’nde bulunan gaz lambaları incelenecektir. Hazneleri cam malzemeden yapılmış olan eserlerin teknik, boyut, renk, süsleme ve ayar aksamları üzerinde detaylı bir çalışma yapılarak, gaz lambalarının ithal veya yerli üretim olup olmadıkları sorusuna cevap aranacaktır. Eserlerin tipolojik değerlendirmeleri gerçekleştirilecektir. Böylece, Şanlıurfa Müzesi gaz lambaları üzerine yapılacak bu detaylı çalışma ile cam sanatı literatürüne katkı sağlaması amaçlanmıştır.