Yeni Doğanda Oral Patolojiler


Saraç F.

çocuk sağlığı ve hastalıkları-1, prof.dr. Cengiz Yakıncı - prof.dr. Erdem Topal,Editör, Editör, İnönü Üniversitesi Yayınevi, Malatya, ss.200-205, 2022

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2022
  • Yayınevi: İnönü Üniversitesi Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Malatya
  • Sayfa Sayıları: ss.200-205
  • Editörler: prof.dr. Cengiz Yakıncı - prof.dr. Erdem Topal,Editör, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Neonatal Dişler ve Riga Fede

 

   İlk süt dişleri genellikle altı aylıkken sürmeye başlar.Nadir olarak doğumda veya doğumdan sonraki bir ay içinde süt dişlerinin varlığı görülebilir.Bu dişler doğumda mevcut ise ‘Natal diş‘ doğumdan sonraki 30 gün içinde sürdüklerinde ise ‘ Neonatal diş’ olarak adlandırılırlar. Natal dişlerin prevelansı 1/2000 ve neonatal dişlerin prevelansının ise 1/3500 olduğu tahmin edilmektedir.Natal ve neonatal dişlerde kök henüz gelişmemiştir ve diş etine tutunmuştur.

   Natal ve neonatal dişlerin etyolojisi tam olarak bilinmemektedir.Bu dişlerin etyolojisi ile ilgili bazı hipotezler mevcuttur.Bunlar; otozomal dominant kalıtım,hipofiz bezi,tiroid bezi ve gonadlardan kaynaklanan endokrin bozukluklar,alveol kemiğinin artmış rezorbsiyonu,gebelikte yetersiz anne diyeti, endokrin rahatsızlıklar,gebelikte ateşli hastalık ve konjenital sifiliz.

   Alt kesici dişlerin doğumda varlığı yutma ve aspirasyon olasılığına  ve dilin ventral yüzeyinde yerleşebilen travmatik ülserler olarak adlandırılan Riga-Fede Hastalığının (RFD) gelişmesine yol açabilir. Lezyon, RFD, belirgin yükseltilmiş kenarları olan ülsere bir alan olarak başlar. Tekrarlayan travma ile yüzeysel nekrozlu ülseratif granülom görünümünde genişlemiş, fibröz bir kitleye ilerleyebilir. Histopatolojik olarak, granülasyon dokusuna sahip ülsere bir mukoza ve lenfositler, makrofajlar, mast hücreleri ve çok sayıda eozinofilden oluşan karışık bir inflamatuar infiltrat ile karakterizedir.Bu lezyon bebeğin emmesini ve beslenmesini zorlaştırarak bebeği beslenme yetersizliği riskine sokar  ve enfeksiyon potansiyelini artırabilir. Bu durumda çekim kararını bir uzman tarafından verilmelidir.

 

Sürme Problemleri

 

Diş sürmesi,dişin çene içindeki intraosseöz konumundan ağız boşluğu içindeki fonksiyonel konumuna geçtiği bir süreçtir. Geçiş döneminde erüpsiyon kisti ve hematomu, erüpsiyon sökestrumu, ektopik erüpsiyon ve erüpsiyon gingivitisi gibi problemlerle karşılaşılabilir.

 

Erüpsiyon Kistleri

 

Erüpsiyon kistleri dişlerin sürmesinden kısa bir süre önce oral mukozada görülen benign lezyonlardır.Erüpsiyon kistlerinin etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Literatürde  Erüpsiyon kistlerinin oluşmasını; erken çürük, travma, enfeksiyon ve sürme için yetersiz alan gibi muhtemel etkenlerle ilişkilendirilmiştir. Sürme kistinin en sık görüldüğü yaş aralığı 6- 7 yaş olarak bildirilmektedir.Bu dönem daimi keser dişler ve daimi birinci molarların sürdüğü döneme denk gelmektedir.

Klinik olarak lezyon diş sürme bölgesinde sınırlı içi sıvıyla dolu yarı saydam renkte alveolar bölgede hacim artışı olarak görünür.Fakat kavite kan içerdiği zaman kendine özgü mavi_mor renk alır bu haline sürme hematomu denir.Herhangi bir enfeksiyon eşlik etmediği sürece palpasyonda ağrı ve hassasiyet oluşmaz . Kistin çok büyük ve mukozanın hemen altında olduğu durumlarda fluktuasyon görülür.Erupsiyon kisti radyografta herhangi bir bulgu vermez.

 Sürme esnasında görülen fibrotik mukoza ve sürme kisti küçük çocuklarda en sık rastlanan bulgu olup, sürmeyi sadece birkaç hafta geciktireceğinden çok rahatsızlık vermediği ve patolojik bir bulgu olmadığı takdirde tedavi gerektirmez .

Ektopik Erüpsiyon

Ektopik sürme dişin normal sürme yolunu bulamaması veya sürme yolunu kaybetmesi sonucu atipik bir pozisyonda ağız ortamına sürmesidir.Daimi dişlenmede ektopik sürme süt dişlenmeye göre daha çok ortaya çıkar. Etiyolojik faktörler arasında gelişimsel düzensizlikler, enfeksiyon, travma ve idiyopatik nedenler sayılabilir.

Ektopik erüpsiyon dental ark içerisinde sıklıkla görülen bir durumken, farklı bölgelerde olan ektopik erüpsiyon ise nadir görülür.Literatürde, dişlerin dental ark dışında, maksiller sinüs, mandibular kondil ve koronoid çıkıntı, orbita, nazal kavite gibi pek çok bölgede tespit edildiği rapor edilmiştir.

Genellikle rutin klinik ve radyolojik incelemeler esnasında tespit edilirler.

Tanının erken konulmasıyla karmaşık tedavilerden kaçınılmış ve komplikasyonların da en aza indirgenmesi sağlanmış olacaktır.

 

 

Erüpsiyon Gingivitisi

Yeni sürmeye başlayan sürekli dişleri çevreleyen diş etlerinde meydana gelen yoğun iltihapsal reaksiyonlara erüpsiyon gingivitisi denir. Erüpsiyon gingivitisi çok sık görülür.Ancak diş sürmesi diş eti iltihabı neden olmaz. Bu, süt dişlerinin döküldüğü ve kalıcı dişlerin sürdüğü alanlarda plak birikmesi riskinin artmasından kaynaklanır, çünkü bu bölglerde ağız hijyeninin sağlanması zor ve çoğu zaman çocuklar için hoş değildir.Sürme esnasında  gingival marjin henüz keratinize olmadığından ve sulkus gelişimi henüz tamamlanmadığından sürmekte olan dişin çevresindeki diş eti kızarmış renkte görülür.Plak birikimiyle artan  iltihapsal değişiklikler sonucu da gingivitis tablosu ortaya çıkar.

Sürme Sökestrumu

Sürmekte olan daimi diş kuronu üzerinde osteojenik veya odontojenik kaynaklı olduğu düşünülen daha çok daimi birinci azıların sürme döneminde karşılaşılan iğne başı şeklinde görünümü olan sert dokudur.

 

 

Oral Candidiasis

 

Kandidiazis, antibiyotik veya kortikosteroid kullanımı, xerostomia, diabes mellitus, damağı kaplayan apareyler, sigara kullanımı ve immün sistem hastalıklarına balı olarak Candida türlerinin aşırı büyümesi nedeniyle oluşan fırsatçı bir enfeksiyondur.

Kronik hastalığı olan çocuklarda ve yenidoğan bebeklerde en sık karşılaşılan mantar enfeksiyonu pseudomembranöz kandidiyazis (pamukçuk) dir. Psödomebranöz kandidiazisin yaygın kesilmiş süt görünümünde ya da düz beyaz mukozadan kaldırılabilen plaklar şeklinde klinik görünümü vardır.Tipik olarak bukkal mukoza,mukobukkal katlantı,dilin dorsolaterali ve orofarinkste oluşmaktadır.Tedavisinde topikal antifungal ajanlardan yararlanılır.

 

 

Yenidoğanın Gingival Kistleri

 

Yenidoğanın gingival kistleri; dental lamina artıklarından oluşan genellikle 2-3 mm çapında, çoklu, beyazımsı veya sarımsı renkte, alveoler sırtta görülen benign mukozal lezyonlardır. Lezyonlar doğumdan birkaç hafta ya da ay sonra kendini sınırlar bu yüzden tedaviye gerek yoktur.

 

Epstein İncileri

 

Damağın orta hat bölgesinde görülen, genellikle bir veya birkaç tane olan keratin içeren kistlerdir. Epstein incilerinin embriyonik palatal füzyon sırasında kalan epitel artıklarından veya damakta küçük tükürük bezlerinin oluşumundan kaynaklanan epitel artıklarından kaynaklandığı düşünülmektedir.Tedaviye gerek yoktur, kendiliğinden gerileyip kaybolurlar.

 

Bohn Nodülleri

 

Yenidoğanlarda alveoler sırtın lingual veya vestibül yüzeyinde görülen inklüzyon kistlerine bohn nodülleri adı verilir. Genellikle doğumdan sonra iki ve dördüncü aylar arasında görülür. Beyaz veya yarım saydam yuvarlak papüller olarak karşımıza çıkar.Bohn nodülleri iyi huylu, kendi kendini sınırlayan lezyonlardır ve haftalar veya aylar içinde kendiliğinden kaybolurlar.