1. Uluslararası Mimarlık, Sanat ve Tasarım Sempozyumu (IAR-ARDE 2022) , Ankara, Türkiye, 5 - 07 Ekim 2022, ss.10-11
Çini bezeme, Türk-İslam sanatında iç ve dış mekânlarda kullanılmış ana süs öğelerindendir. İslam coğrafyasında, İran’dan başlayarak Anadolu’dan Balkanlara kadar çini süslemenin örneklerine rastlanmaktadır. Anadolu’ya Selçuklarla giren çininin gelişiminin en olgun evresini Anadolu’daki atölyelerde tamamladığı kabul edilmektedir. 12-13. yüzyıllarda Anadolu Selçuklu’da çok çeşitli ve başarılı çini denemeleri ortaya konmuştur. Klasik Osmanlı’da, önceki teknikler geliştirilerek bu tekniklere yenileri eklenmiş ve daha farklı görünüme kavuşan çini bezmede yetkin örnekler verilmiştir Osmanlı merkez illerindeki çini örnekleri üzerinden bu süreci izlemek mümkündür. Osmanlı dönemine ait en güzel çini örnekleri, İznik, Bursa, Edirne, İstanbul gibi şehirlerde görülmektedir. Erken Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise milli kimliği oluşturma yolundaki çabaların mimarideki yansımaları, l. Milli Mimari olarak adlandırılan tarihselci-canlandırmacı yaklaşımda kendini göstermiştir. Bu yaklaşımda daha çok Osmanlı ve Selçuklu gibi daha önceki devirlere ait özellikle dini mimariden alınan mimari elemanlarbezemeler cephelerde kullanılmıştır. Vedat Tek, Mimar Kemaleddin, Mimar Ali Talat Bey, Mimar Muzaffer Bey, Mihran Azaryan, Levon Nafilyan gibi dönemin önde gelen mimarları tasarladıkları okul, iskele, han, mescit ve çeşitli kamu yapılarında çini bezemeyi yoğun olarak kullanmışlardır. Böylece eski mimari geleneklerin kısmi de olsa canlandırıldığı düşünülmüştür. Bu çalışmanın amacı; Geç Osmanlı-Erken Cumhuriyet döneminde özellikle l. Milli Mimari akımı etkisiyle şekillenmiş, İstanbul’daki bina cephelerinde kullanılan çini bezemenin mimari bir değerlendirmesini yapmaktır. Hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminde önemli mimari gelişmelerin merkezi olan İstanbul şehrinde, yapı üzerindeki çini örneklerini incelemek çini sanatının tarihsel gelişimini anlamak açısından önemli görülmüştür. Bu kapsamda İstanbul’dan seçilen yirmi adet yapı örneklerinin güncel durumlarını da belgeleyen fotoğraflar çekilerek yapı cephelerindeki çini süslemenin bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Ayrıca ilgili literatür taranarak bu konudaki görüşler üzerinden binaların cephelerinde kullanılan çini süslemenin mimarlık tarihindeki yeri ve önemi tartışılmıştır. İstanbul’daki mimari örneklerde görüldüğü gibi 20. yüzyıl başlarında canlandırmacı akımların etkisiyle çininin milli 11 karakteri kuvvetlendiren bir öğe olarak ele alındığı ve bu bağlamda da Türk-İslam mimari bezeme özelliklerini/geleneklerini ana hatlarıyla devam ettirdiği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: İstanbul, Geç Osmanlı-Erken Cumhuriyet, 20. yüzyıl başları,
l. Milli Mimari, Çini.