Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Yayınları, Erzurum, 2023
İnsanoğlu doğadaki tüm canlılar gibi kendiliğinden ve içgüdüsel olarak
hareket etme eğilimindedir. Gelişmiş canlılar ve insanlar, çeşitli ihtiyaçlarını
karşılamak üzere bilinçli olarak da vücutlarını hareket ettirirler ve devinirler. İlkel
insanın içgüdüsel hareketi aynı zamanda oyunculuk tarihinin ve oynama eyleminin
sezgisel aşamasını ifade etmektedir. İnsanın eğitilmiş, profesyonel oyuncu
olmadan önce, yani “aklından geçenleri eyleme dökmeden”, hatta daha ileri
seviyede “ne türden bir oyunda oynadığının bilincinde olarak bir üslup üzere
oynamadan” önce de bir oyunculuk sezgisi olduğu kabul edilmektedir. Hatta
Huizinga’nın dediği gibi, kültürün kaynağında oynayan insan vardı ve yine
Aristoteles’in belirttiği gibi, insan doğasının içgüdüsel bir dışavurumu olarak taklit
yoluna gitmekteydi/oynamaktaydı. İnsanın ilkel güdüleri gereği başlayan oynama
edimi, kültürel gelişimine paralel olarak aşamalardan geçmiş, insan kendini ifade
edebilmek için gerçekleştirdiği harekete, sesini ve daha sonra dil gelişimi ile
birlikte sözleri eklemiştir (Nutku, 1995). Drama ise kaynağını bulduğu ilkel insanın
yaşam formundan, gelişmiş insanın ihtiyaçlarına karşılık veren bir forma bürünmüş
ve günümüz insanının sanatsal, eğitsel, sportif ve benzeri faaliyetlerinin merkezine
yerleşmiştir. Günümüzde drama, bir sanat disiplini olarak dram sanatı adı altında
icra edilmektedir. Dram sanatının kendi içinde türüne ve ifade biçimine göre
değişen gelişmiş teknikleri ve güzel sanatlar alanı içerisinde önemli bir yeri
bulunmaktadır. Eğitim, spor, turizm, kültürel, sosyal vb. alanlarda ise dramaya
özgü olan özelliklerden az ya da çok kullanılarak etkinlikler yapılmaktadır. Bu
özelliklerin başında dramanın canlandırma, taklit, bir duygu ve düşünceyi beden
diliyle ifade etmenin çeşitli yolları gelmektedir. Söze dayanan ya da söz içeren
etkinliklerde de dramanın yine sözle canlandırma, beden dilini sözle destekleme,
sözle taklit ve yine duygu ve düşüncelerin konuşma diliyle ifade edilebilmesi gibi
olanaklarından yararlanılmaktadır. Dramanın eğlendirmeye dönük taşıdığı
potansiyel ise onun en büyük tercih sebebidir. Çünkü insan eğlenirken daha kolay
öğrenir, rahatlar ve sağlıklı kalır. Drama bazen yöntemin kendisi olarak etkinliğe
adını verirken (eğitimde drama gibi) bazen de etkinlik içerisinde özelliklerinin bir
kısmını kullanan yöntemin bir parçası olarak (taklit oyunu gibi) görev almaktadır.