GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, cilt.2, sa.24, ss.557-587, 2023 (Hakemli Dergi)
Öz
Toplumumuzda evlenmek ve çocuk sahibi olmak, yaşı uygun olan tüm bireyler
için gerçekleştirilmesi gereken bir ödev olarak görülmektedir. Evlenmek çocuk sahibi
olmakla eşleştirilmekte ve dinimizde de evlilik neslin devamı için teşvik edilmektedir.
Görünürde iyi niyet taşıyan tüm bu beklentiler, istediği halde çocuk sahibi olamayan
çiftlerde özellikle de infertilitenin kaynağı olarak görülen kadınlar üzerinde büyük bir
baskıya neden olmaktadır. Bu çalışmanın din psikolojisi alanında daha önce
çalışılmamış olması araştırmanın özgün değerini oluşturmaktadır. Bu araştırmanın
amacı, çocuk sahibi olamayan kadınların yaşadıkları dini başa çıkma süreçlerini
incelemektir. Araştırma nitel araştırma modellerinden olgubilim desenine uygun
olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini en az üç yıl süreyle, istediği
halde çocuk sahibi olamayan altı kadın oluşturmaktadır. Literatür taraması
sonrasında hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formunun uygulanmasıyla elde
edilen verilerden çeşitli temalar ve kodlar elde edilmiştir. Araştırma sonucunda
katılımcıların bu yaşam krizinin sonuçlarından erkeklere oranla daha fazla
etkilendikleri ve çocuk sahibi olmayı mutlu olmakla bağdaştırdıkları görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Din Psikolojisi, Sağlık, İnfertilite, Kadın, Dini Başa
Çıkma
Abstract
In our society, getting married and having children is seen as a duty that must
be fulfilled by all marriageable individuals. Marriage is associated with having
children, and in our religion, marriage is encouraged for the continuation of the
generation, but all these seemingly good-intentioned expectations cause great
pressure on couples who cannot have children despite their desire, especially on
women who are seen as the source of infertility. The fact that this study has not been
studied in the field of psychology of religion before constitutes the original value of
the research. The aim of this research is to examine the religious coping processes of
women who cannot have children. The research was carried out in accordance with
the phenomenology pattern, one of the qualitative research models. The sample of the
study consists of six women who could not have children for at least three years.
Various themes and codes were obtained from the data obtained by applying the semistructured interview form prepared after the literature review. As a result of the
research, it was seen that the participants were more affected by the results of this life
crisis than men and they associated having a child with being happy.
Keywords: Psychology of Religion, Health, Infertility, Woman, Religious
Coping