Günümüz Dil, Edebiyat ve Kültür Araştırmalarında Kadın Temalı Eğilimler: Kuram-Yöntem-Teknikler, Prof. Dr. Ahmet Sarı,Doç. Dr. Merve Karabulut,Arş. Gör. Ebrar Köseoğlu, Editör, Çizgi, Konya, ss.6-11, 2024
Birçok insanın düşünce kaynağı toplumdan beslenmektedir. Toplumun değer yargıları, etik olarak kabul ettiği değerler, dini yaşayış biçimleri, gelenek-görenekleri bireylerin fikirlerinin oluşmasında ve yaşam biçimleri üzerinde etkili olmaktadır. Birey ve toplum arasındaki bu ilişki yazılı olmayan gizli bir antlaşmanın ürünüdür. Birey dünyaya geldiği andan itibaren yönetici güç olarak tabir edebileceğimiz toplumun baskısı altına girmektedir. Burada baskı olarak kastedilen şey, bireyin kişisel hak ve özgürlüklerini zorla alıkoymak anlamında değil psikolojik bir baskı altına girmesidir. “Çünkü doğduğumuz an, gözlerimizi sadece fiziksel bir dünyaya değil; kültürel bir iklime, zamanın ve mekânın çeşitli yargılarına, bize öngörülmüş davranış biçimlerine, rollere, beklentilere de açarız.” (Çolak, 2019, s. 7). Örneğin bir çocuğun aklı kemâle ermiş olsa bile dini tercih hakkı ailesi tarafından verilmektedir. Aslında birey her zaman dini tercih hakkına sahiptir. Fakat toplum tarafından dışlanma korkusu baskın gelmektedir. Bu öngörülen düşünce ve yaşam biçimi aynı zamanda bireylerin kimliğini oluşturmakta ve yansıtmaktadır.
Many people's thoughts are informed by society. Society's values, ethically accepted values, religious lifestyles, and traditions influence the formation of individuals' ideas and lifestyles. This relationship between the individual and society is the product of an unwritten, secret agreement. From the moment an individual is born, they are subjected to pressure from society, which we can call the ruling power. What is meant by pressure here is not the forcible deprivation of an individual's personal rights and freedoms, but rather psychological pressure. "Because the moment we are born, we open our eyes not only to a physical world, but also to a cultural climate, to the various judgments of time and place, to the behaviors, roles, and expectations prescribed for us." (Çolak, 2019, p. 7). For example, even if a child's mind has reached maturity, the right to choose religion is granted by the family. In fact, an individual always has the right to choose religion. However, the fear of being excluded by society prevails. This prescribed way of thinking and living also forms and reflects the identity of individuals.