10. TÜRKİYE EKMUD BİLİMSEL KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 25 - 29 Mayıs 2022, ss.422
Giriş: Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) pandemisi sürecinde uygulanan tedavilerin komplikasyonu olarak mantar enfeksiyonlarının sıklığında son zamanlarda artış görülmüştür. Özellikle mukormikoz gibi hayatı tehdit eden enfeksiyonların da sık görülmeye başlanmış olması sebebiyle post-COVID-19 hastalarda bu tanılar akılda bulundurulmalıdır. Çalışmamızda post-COVID-19, kan şekeri regülasyonu olmayan bir hastada mantar enfeksiyonu şüphesi ile uygulanan yaklaşımlar ve tedavi süreci ele alınmıştır.
Olgu: Bilinen KAH, AF, HT, KBY, Tip 2 DM (8 yıldır) tanılı, yaklaşık 5 gündür artan halsizlik ve dipne şikayetleri ile hastanemize başvuran hasta, kan şekerlerinin de regüle olmaması sebebiyle endokrinoloji kliniğine interne edildi. Altı ay önce geçirilmiş COVID-19 pnömonisi öyküsü olup, bu süreçte yoğun bakım ve pulse steroid ihtiyacı olmuş; ev tipi oksijen konsantratörü ve yaklaşık 1 ay süreyle oral prednizolon tedavisi ile taburcu edilmiş. Endokrinoloji kliniğinde takiplerinde, kan şekerleri regüle olan hasta taburculuğu planlanırken yaklaşık 2 ay kadar süredir olan burun tıkanıklığı ve kötü koku alma hissi şikayetleri üzerine KBB kliniğine konsülte edildi. Yapılan intranazal muayenede, sol nazal kavite orta konkada nekrotik dokular izlendi. Biyopsi ve kültür alındı. Hasta tarafımıza mukormikozis ön tanısı ile konsulte edildi ve 3 mg/kg/gün dozunda lipozomal amfoterisin B tedavisi başlandı. Üç gün sonra bazal kreatini değeri: 2 mg/dl olan hastanın kreatininin: 2,69 mg/dl saptanması lipozomal amfoterisin B dozu 1,5 mg/kg/gün olarak düzenlenerek, kreatin takip ile tedavisine devam edildi. Komorbid durumları ile operasyona uygun bulunmayan hastanın intranazal lezyonu için elektif operasyon düşünüldü. Beş gün sonra hastanın patolojisi aspergilloz topu olarak olarak yorumlandı, mukormikozla uyumlu bulunmaması üzerine lipozomal amfoterisin B tedavisi kesildi, GFR’si 30 olması sebebi ile oral vorikonazol 4 mg/kg/gün olarak başlandı. HRCT ile değerlendirilen hastada invaziv pulmoner aspergilloz düşünülmedi. KBB kliniğine danışılan hastanın lezyon boyutlarında azalma olduğu görüldü. Hastaya operasyon planlandı ancak, hasta kabul etmedi. Muayene esnasında lokal olarak minimal debritman yapılan, kreatin değerleri tekrar bazal seviyesinde olan, antifungal tedavisini bir ay alan hasta, poliklinik kontrolü önerilerek oral vorikonazol tedavisi ile taburcu edildi.
Sonuç: Hayatı tehdit eden mantar enfeksiyonları özellikle COVID-19 öyküsü olan, kan şekerleri regüle olmayan diyabet tanılı, uzun süreli steroid tedavisi alan, immünosüpresif hastalarda akılda bulundurulmalıdır. Şüphe halinde uygun tedavinin başlanması ve kesin tanıya gidilmesi mortalite açısından önem arz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Post-COVID-19, aspergilloz, mukormikoz