uluslararası multidisipliner akademik çalışmalar sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 16 - 17 Kasım 2018, ss.117-132
ÖZET
Sanat ve tasarım ilişkisini insanlık tarihi boyunca birbirinden ayırmak zordur. Uygarlığın bir tür yenilik penceresi olarak da görülen tasarım, insanın sadece doğuştan gelen karakterini ve sonsuz potansiyelini yansıtmaz, aynı zamanda hayatta kalması, kendisi için güvenilir, fonksiyonel araçlar ve fiziksel çevre üretmesine kaynak oluşturur. Bu bağlamda insanoğlu, belirli sanatsal ifade biçimlerini, tasarımla ilişkiye soktu. Bu türden bir ilişki, yeni bir imge oluşturmanın, yaşanan mekânın ve yaşam pratikleri içinde gereksinim duyulan araçları biçimlendirmenin ortak bir dilini doğurdu. Sanat ve tasarımın birbirlerine yaklaştıkları noktada, yeni malzemeler, teknolojiler ve alanların gelişimiyle birlikte, geleneksel fikirler yerini yenilikçi ve yaratıcı bir sürece bırakmakta, sanat kendi varoluş biçimini gündelik yaşama entegre ederek sosyo kültürel düzeyde daha yakın bağlantılar kurabilmektedir. Dünya heykelinde önemli bir yere sahip olan Japon-Amerikan heykeltıraş Isamu Noguchi, 1940’lı yıllardan itibaren özgün heykel dilini tasarımın olanaklarıyla harmanlayarak ürettiği heykelsi mobilyalarla, sanat ve yaşam arasında organik bir bağ kurdu, geleneksel heykel anlayışının eksenini yeni bir mecraya, endüstriyel bir alana kaydırdı. Bu bağlamda heykel disiplini, fonksiyonel bir işlev kazanarak toplumsal düzleme sızıp çok boyutlu ilişkiler kurabilmekte, çağdaş sanat ve çağdaş tasarım arasında disiplinlerarası bir entegrasyon kurarak çağın beklentilerine yanıt verebilmektedir.
Anahtar Kelimeler: sanat, tasarım, heykel, mobilya, Isamu Noguchi