Tecimsel kaygılar nedeniyle olağanüstü durumlarda yayın yapan medya çalışanları izleyicilere her bir enformasyonu sunmaya çabalamaktadırlar. Bir tarafta yaşanan afetin dramatik boyutunu yansıtmak, diğer tarafta afetzedelerin insani durumlarını göz önünde bulundurmak denge kurulması gereken bir alan olarak belirmektedir. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremin etkilediği depremzedelere odaklanan çalışma depremzedelerin süreç içerisinde iletişim araçlarını kullanma pratiklerini ve depremle ilgili oluşturulan haberlere yönelik görüşlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda habercilik mesleğinin uzmanlarına ve deprem haberlerinin izleyicilerine bir izlek oluşturması açısından önem arz etmektedir. Nicel araştırma yönteminin kullanıldığı çalışma kapsamında 472 kişiye anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın önemli bulguları arasında GSM operatörleri ile ilgili olarak sorunların yaşandığı, depremle ilgili bilgilerin takip edilmesi ve sorunların dile getirilmesi açısından sosyal medya platformlarının geleneksel medyadan daha etkili olduğu, sosyal medyadaki dezenformasyonla etkin mücadele yapılmasının gerekliliği, depremzedelerin çaresiz görüntülerinin yayınlarda gösterilmemesi ve depremle ilgili verilerin saatte bir açıklanması gerektiği ön plana çıkmaktadır.
Media professionals who broadcast in extraordinary situations because of commercial concerns struggle to provide every piece of information to audiences. Reflecting the dramatic dimension of a disaster, on the one hand, and considering the humanitarian situation of disaster victims, on the other hand, appears to be an area where balance must be established. Focusing on earthquake victims affected by the earthquake centred in Kahramanmaraş on February 6th, 2023, this study aims to reveal the earthquake victims’ practises of using communication tools in the process and their opinions on the news created about the earthquake. The results of the present study are important in terms of creating a path for earthquake journalism and literacy for experts in the journalism profession and the earthquake news audience. A quantitative research method was used in the study, and a survey was conducted with 472 participants. The important findings of this study are that there are problems with Global System for Mobile Communications (GSM) operators, that social media platforms are more effective than traditional media for following earthquake-related information and voicing problems, the necessity of an effective fight against disinformation on social media, the lack of helpless images of earthquake victims not being shown in broadcasts, and earthquake-related data being announced every hour.