"Kur'ân Dili ile Bilim Dilinin Kesişme Noktasında "Yedi Gökyüzüne Dair Âyetlerin Yorumu"•


Durak R.

Universal Journal of Theology, cilt.7, sa.2, ss.127-152, 2022 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 7 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2022
  • Doi Numarası: 10.56108/ujte.1213381
  • Dergi Adı: Universal Journal of Theology
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.127-152
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kur’ân’da 750 kadar âyet pozitif bilimlere işaret eder ki bunlar kevnî âyetler diye tabir edilir. Bu âyetlerde genellikle temel ilkelere değinilmekle birlikte bazen insanın yaratılış merhaleleri gibi ayrıntılara girildiği de görülür. Her şeye rağmen Kur’ân; bir ayrıntılar kitabı değildir. O, ilkeler ve esaslar kitabıdır. O yüzden Kur'ân, pozitif bilimlere dair ayrıntıların tespit ve tetkikini insana yükler.
Kur'ân'ın sarahaten veya zımnen işaret ettiği kevnî olaylar, esasen pozitif bilimlerin ilgi alanına girmektedir. Bilimin, Kur'ân'ın nazil olduğu günden bu yana devrimsel evreler geçirdiği ve baş döndürücü biçimde geliştiği inkâr edilemez. Bu noktada cevap aranması gereken sorular da şunlar olmaktadır: Amaç ve yöntem bakımından bilim ile Kur'an arasında nasıl bir ilişki vardır? Kur'ân'ın tabii fenomenlere dair verdiği bilgilerle bilimin ulaştığı sonuçlar arasında bir tutarsızlık mevcut mudur? Mevcutsa bu nasıl izah edilmelidir? Kur'ân'da değişik bağlamlarda işaret edilen fizik âleme ait bilgilerin ya da değinmelerin bugünkü karşılıkları nelerdir? Neler olmalıdır?
Dünün insanı için meçhul ve ürkütücü olan bir çok fenomen, bugünün insanı için bilimsel gelişmeler sayesinde malum hale gelerek sıradanlaşmıştır. İnsanoğlu, dün çıplak gözle ancak uzaktan izleyebildiği gizemli ve ürkütücü uzayın bugün derinliklerine yolculuk edebilmekte ve gök cisimlerini daha yakından gözlemleyebilmektedir. Nesnelerin genleriyle oynayarak yeni türler üretebilmektedir. Dolayısıyla fizik âlemle ilgilenen doğa biliminin tecrübeyle ulaştığı sonuçlar, kendi sınırları içinde birer hakikattir. Kur'ân âyetleri de ilahi kelam olarak mutlak hakikati ifade etmektedir, en azından inananlar nezdinde böyledir. Dolayısıyla inananlar açısından aynı olguya dair ilahî bilgi ile bilimsel bilgi arasında bir tutarsızlık ve çelişki bulunmamalıdır.
Bu böyle olmakla birlikte Kur'ân'ın zahirî bir bakış açısıyla okunması halinde kimi kevnî âyetler ile bilimsel gerçekler arasında, bazı zihinlerde sanki çelişki ve tutarsızlık varmış gibi bir algı oluşabilir. Müşkilü'l-Kur'ân ilminin ilgilendiği bu tür hallerin izalesi için te'vil ve telif yöntemi devreye girer ve kevnî âyet ile bilimsel gerçeklik telif edilir/edilmelidir. Kur'ân'ın mevsûkiyeti ve ilahîliği hakkında, bilim insanlarını ikna etmek ya da bu konuda akıllarında kuşku uyandırmamak için bu hem dinî hem de ilmî bir zorunluluktur.
Bildiride; biri ilahiyatçı, diğeri fizikçi iki araştırmacının ortak çalışmasıyla dini bilgi ile bilimsel bilginin mahiyeti de dikkate alınarak bazı kevnî âyetlerin klasik yorumları ile çağdaş bilimsel hipotezler arasında örneklem yöntemiyle bir mukayese yapılacaktır.