5. INTERNATIONAL FOOD, AGRICULTURE AND VETERINARY SCIENCES CONGRESS, Kars, Türkiye, 17 - 19 Mart 2023, ss.415-417
Bu çalışma ile Diyarbakır ili süt sığırcılığı işletmelerinde buzağı kayıpları ve il ekonomisi üzerine
etkilerinin ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışma 01-15 Ağustos 2021 tarihleri arasında yürütülmüştür.
Çalışma materyalini, il genelini temsil edebilecek süt sığırcılığı yapan işletmelerle yüz yüze yapılan
anketler oluşturmuştur. Araştırmada popülasyondaki farklı kapasitelere sahip işletmelerin yeterince
temsil edilmesini sağlamak amacıyla tabakalı örnekleme metodu kullanılarak 149 işletme çalışmaya
dâhil edilmiştir. Çalışmada, buzağı kaybına neden olan faktörler dört ana başlık (gebe kalamama, atık,
güç doğum, 0-6 aylık buzağılarda ölüm) altında incelenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre Diyarbakır ili
süt sığırcılığı işletmelerinde buzağı kayıplarının %23,6 olduğu belirlenmiştir. Bu kayıpların %11,1 gebe
kalamama (fertilite sorunları)’ya bağlı olduğu, 0-6 aylık buzağılarda ölüme bağlı kayıpların %7,4
olduğu, atıklara bağlı kaybın %4,9 ve güç doğuma bağlı buzağı kayıplarının ise %0,2 olduğu ortaya
konmuştur. Buzağı kayıplarına neden olan 4 ana faktör arasında en etkili olarak; gebe kalamamanın
olduğu (%11,1) tespit edilmiştir.
Çalışma sonuçlarına göre; Diyarbakır ilinde 2021 TÜİK verilerine göre doğurma kabiliyetine sahip iki
yaş ve üzeri dişi sığır varlığı 264.419 adettir. İl genelinde buzağı kaybının %23,6 olduğu
düşünüldüğünde yaklaşık 62.403 baş buzağının yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı kaybedildiği
söylenebilir. 2022 yılı piyasa koşulları dikkate alındığında ortalama bir buzağının 9.000 TL olduğu
değerlendirildiğinde il genelinde yıllık buzağı kaybı kaynaklı ekonomik kaybın yaklaşık 561.627.000
TL (31.201.500 USD Doları) olduğu belirlenmiştir. (1$=18 TL)
Diyarbakır ili süt sığırcılığı işletmelerindeki buzağı kayıp oranının bilinenin bir hayli üstünde olduğu
tespit edilmiştir. Gerek bölge gerekse ülke ekonomisi açısından büyük kayba neden olan buzağı
kayıplarının önüne geçilmesi için işletme sahiplerinin bilinçlendirilmesi, bununla birlikte yerel ve
merkezi yönetimlerin gerekli önlemleri ivedi olarak alması önerilmektedir.