Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 2 - 04 Ekim 2020, cilt.1, sa.1, ss.149-164
Kilise olarak 916 yıl... Cami olarak da 481 yıl... 1935ten
beri müze olarak yaşayan mimarlık abidesi Ayasofya inşa tarihinden sonra
değişik zamanlarda özellikle depremler yüzünden tahribata uğrayınca çeşitli
ustalar tarafından tamir edilmiştir. Bu ustalardan biri de 989 yılındaki Deprem
sebebiyle özellikle kubbesi tahribata
uğrayan Ayasofya’yı tamir etmesi için Ani’den çağrılan Tridat Usta’dır.
Tridat Usta hakkında
bize Asoğik adıyla da anılan tarihçi Taronlu Stepanos bilgiler sunmaktadır. BU
bilgilere göre Tridat Usta’nın mimari faaliyetleri temelde başkent Ani ve
Argina’da merkezileşmişti. Tridat Usta, Argina ve Ani’de önemli kiliseler
yapmıştı. Tırdat’ın çalışmalarının başyapıtı, dönemin mimari algılarının
benzersiz bir bileşimini içeren ve 989-1001 yıllarına ait Ani Katedrali’dir.
989 yılında Ani’deki büyük katedrali yapmağa başladığında aynı yıl 25 Ekim'de Konstantinopolis çok büyük bir depreme uğradı ve şehir harabeye
döndü. 40 kadar küçüklü büyüklü şehir kilisesinin yıkıldığı bu depremde şehrin büyük katedrali olan Ayasofya çok büyük hasar meydana gelmişti…Depremde binanın batı kanadını
tutan büyük kemer tamamen çöktü ve büyük kubbesi ortasından ikiye ayrıldı. Bu
büyük hasar sonunda katedralin batı kanadının ve kubbesinin yeniden inşa
edilmesi gerekti. İmparator Basileios (976-1025) bu yapım için Ermenistan başkenti Ani'deki büyük katedralin mimarı olan
Ermeni "Tridat"'i görevlendirdi.Bunun üzerine Kutsal Ayasofya kilisesinin depremde yıkılan
kımpet-kümbet ve duvarlarını yeniden inşa etmesi için 989 yılında bu
maharetli mimarı Konstantinopolis’e
davet ettiler.
Bu mimar batı kemerini ve
kubbeyi tamir edip yeniledi. Bu iş 5 yıl sürdü ve Ayasofya ancak 13 Mayıs
994'te yeniden açıldı. (Antakyalı Yahya tarihi,
Cilt II say.430)
Taronlu Stepanos’a göre, Tridat kendi “bilgece dehasıyla” 991-992
yıllarında kımpeti onarmış ve bugüne kadar da ayakta durmaktadır.
Tridat ustanın
başyapıtı Ani Katedrali 1064 de Sultan
Alpaslan tarafından Ani’nin fethiyle beraber camiye çevrilmişti.
İlk Cuma namazını da orada kılan Alpaslan’ın bu tavrı yıllar
sonra İstanbul’u feth eden Fatih Sultan Mehmet’ de ilham olacaktır. O da Ayasofya da ilk Cuma
namazını kılacaktır. İşin ilginç olan
tarafı ise her iki kilisenin yapım ve tamirinde
Tridat ustanın adının geçmiş olması.