VII. INSAC International Congress on Natural and Engineering Sciences (ICNES-2021), Konya, Türkiye, 21 - 23 Ekim 2021, ss.95-105
Sulak alanlar biyolojik çeşitliliği yüksek olan ekosistemlerdir. Bu alanlarda
sucul canlılar içinde sucul kınkanatlılar yaygın olarak bulunur. Türkiye sulak alan
yönüyle zengin bir konumda olup her coğrafik bölgesinde dört mevsim canlılığını
koruyan sulak alanlar mevcuttur. Bu alanlardan; Aras Nehri Taşkınları (Iğdır),
Çalı gölü (Kars), Erzurum Sulak alanları (Erzurum) ve Putka (Ardahan) gölü
çalışma alanı olarak seçilmiştir. Sucul ekosistemlerde sucul böcekler; besin ve
madde döngüsünde bu ekolojik alanların sürdürülebilirliği açısından önemli canlı
gruplarını oluştururlar. Ayrıca sulak alanlardaki abiyotik (cansız) faktörlerden
ağır metal birikimlerinin etkisinin de ortaya çıkarılması bu ekosistemin devamı için
gereklidir. Ağır metaller, yoğunluğu 5g/cm3’ den yüksek ve ekosisteme ciddi
zararlar veren elementlerdir. Sulak alanların ağır metal birikimlerinin ortaya
çıkarılması bu bağlamda önemlidir. Bu çalışma; 2020 ve 2021 yıllarında Nisan-
Ekim ayları arasında çalışma alanlarımızda sucul kınkanatlılar familyasının
varlığını tespit etmek ve suyun ağır metal analizlerini ortaya çıkarmak için
yapılmıştır. Araştırma bölgesinden, sucul kınkanatlı böcekler elek ve kepçe
yardımıyla toplanmış, entomoloji laboratuvarlarında morfolojik özelliklerine göre
teşhis edilmiştir. Ağır metal tespiti için özel kaplarla alınan su numuneleri Atatürk
Üniversitesi Doğu Anadolu Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezinde (DAYTAM)
bulunan ICP-MS cihazında analiz edilmiştir. Sonuçlar istatistiki açıdan
değerlendirilmiştir. Sucul kınkanatlılar takımından Dytiscidae, Helophoridae,
Hydranidae, Hydrophilidae ve Noteridae familyalarına ait sucul böcekler
toplanmıştır. Bazı böcek gruplarına yoğun, bazılarının ise çok seyrek rastlandığı
görülmüştür. Bununla birlikte, bazı ağır metal birikimlerinin (silisyum, demir ve
arsenik elementleri) diğerlerine göre özellikle Erzurum sulak alanlarında daha
bariz olmak üzere her dört lokalitede yüksek oranda olduğu anlaşılmıştır. Sulak
alanların sürdürülebilirliği amacıyla çözüm önerileri sunulmuştur.