ARAP EDEBİYATINDA “FAKİRLİK” ALGISINA ŞİİR ÖRNEKLERİ ÜZERİNDEN KISA BİR BAKIŞ


Creative Commons License

Uzunyaylalı M. E.

PROF.DR. NEVZAT H. YANIK ARMAĞANI, DOÇ.DR.İLKNUR EMEKLİ & DR. SALİH ÖZYURT, Editör, FENOMEN YAYINCILIK, Erzurum, ss.56-73, 2023

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2023
  • Yayınevi: FENOMEN YAYINCILIK
  • Basıldığı Şehir: Erzurum
  • Sayfa Sayıları: ss.56-73
  • Editörler: DOÇ.DR.İLKNUR EMEKLİ & DR. SALİH ÖZYURT, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Toplumların ekonomik gelişmişlik düzeyleri, inançları ve kültür paradigmalarıyla şekillendirdikleri sosyal yapıları değişkenlik arz etmektedir. Dolayısıyla fakirliğin sınırları belirlenmiş bir şekilde tanımlanması, çok yönlü ve farklı ölçekli boyutları sebebiyle genel ve müşterek bir düzlemde anlaşılması zordur. Ancak insanoğlunun tarihî serüveni boyunca karşılaştığı en kronik sosyal sorunlarından birinin fakirlik olduğunu söylemek mümkündür.Toplum bilincinde fakirlik, genellikle somut göstergeler; maddî kriterler bağlamında karşılığını bulmuş ve insanın temel ve zorunlu ihtiyaçları olan beslenme, barınma, eğitim, sağlık hizmetlerinden yararlanma, okur yazarlık ve bireysel gelir gibi yaşam kalitesini etkileyen standartları çerçevesinde anlamlandırılmıştır. Geçmiş yüzyıllarda siyâsî, sosyal, ekonomik ve askerî birtakım sâiklerin etkisiyle, fakirliğin günlük yaşantıda daha görünür olduğu ve ön planda durduğuna dâir ipuçlarına tarih kayıtlarında rastlamak mümkündür.Günümüzdeyse, yoğun medya tezviratı ve muhatapların ilgi alanlarının farklı mecralara kayması sebebiyle fakirlik, toplumsal yaşantıda daha geri planda kalan bir olgu izlenimi vermektedir. Ancak özellikle son yüzyılın ilk çeyreğinde bilgiye ve diğer imkanlara erişimin geçmiş dönemlere nispetle daha kolay olduğu hızla küreselleşen dünyanın en önemli sorunlarının başında halen daha fakirliğin yer aldığı gözlemlenmektedir. Ekonomik büyüme, kalkınma ve gelişmişlik gibi niteliklerdeki yükseliş eğiliminin fakirliği çözeceği yönündeki algıların aksine günümüz dünyasında gelişmiş ülkeler olarak nitelenen bölgelerin birçoğunda dahi hâli hazırda toplum geneline yaygın eşit ve adil bir gelir dağılımından söz etmenin ve gelişmişliği tüm unsurlarıyla bir bütün halinde toplumun her kesitinde gözlemlemenin mümkün olmadığı görülmektedir. Edebiyatın toplumların tarih boyunca gösterdiği fikrî ve hissî gelişimleri, müşterek değer ve sosyal sorunları sonraki kuşaklara aktaran işlevi ve millet olma bilincini perçinleyen temel araçlardan biri olduğunu hakikatinden hareketle fakirlik gibi çağlara ve farklı toplum yapılarına yaygın bir soruna bigâne kalacağı düşünülemez. Dolayısıyla bütün dünya milletlerinin yazın geleneklerinde fakirlik, olayların, fikirlerin siyasî ve dinî akımların direkt veya dolaylı olarak üzerinde durduğu bir tema yahut politik ve hamasî söylemlerin üzerine inşa edildiği eşitlik, adalet gibi kavramlara zemin teşkil eden bir argüman olarak ön plana çıkmıştır. Bazen bireysel yahut toplumsal trajedilerin temelinde, bazen ahlakî bozulmaların sebepleri arasında bazen de kitlesel kırılmaların ve infiâllerin köklerinde hem edebî metinlerin kurgularına esin kaynağı olarak kullanılan bir tema hem de hayatın bir hakikati olarak fakirliği görmek mümkündür. Kanaat, sabır, şükür gibi dinî zeminden yükselen değerlerin hâkim olduğu İslâm toplumlarının edebî eserlerinde fakirlik, kimi zaman kadere rıza ve imtihan bağlamında, kimi zamansa adalet, hakkaniyet ve kapitalin toplumun belli başlı zümrelerine hasr edilerek kalanından  esirgenmesinden kaynaklı, giderilmesi gereken arızî bir sorun olarak değerlendirilmiş ve dolayısıyla İslâmî edebiyatının şiir ve nesir gibi alt dallarında da tarih boyunca kendisine yer bulmayı başarmıştır. Arap şairlerin fakirlik teması etrafında kaleme aldıkları örnek şiirler, meselenin Arap toplumu arasında mâkes bulan ictimaî boyutları ve derinliğinin anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Arap-İslâm edebiyatında kimi zaman zühd ve takva gibi kavramlarla harmanlanan bir bağlam içerisinde değerlendirilen fakirlik yer yer bir övünç meselesi olarak görülmüş, kimi zamansa toplumsal adaletin sağlanmamasından kaynaklı sosyal bir sorun olarak satirik üslupla kaleme alınan şiirlerde dile getirilmiştir. İlahî takdirin bir sonucu olan ve isyan etmeksizin sabır gösterilmesi gereken bir olgu olarak değerlendirilen fakirlik, bazen de maddî imkanlardan yoksun olma kimliğinden sıyrılarak tasavvufî bir hüviyete bürünmüş ve kişinin kendisini her zaman Allah’a (cc.) muhtaç bilmesi sadedinde değerlendirilerek manevî bir zeminde anlamlandırılmıştır. Çalışma, bahse konu minvalde değişimler gösteren fakirlik temasının Arap şiirinde ele alınış biçimlerini örnekler üzerinden değerlendirmek ve fakirlik olgusunun Arap-İslâm edebiyatında şiirler özelinde izlerini sürmek amacıyla yapılmıştır.

The social structures of societies, shaped by their economic development levels, beliefs and cultural paradigms, vary. Therefore, it is difficult to define poverty in a clear-cut way and to understand it on a general and common level due to its multifaceted and different scale dimensions. However, it is possible to say that one of the most chronic social problems that humanity has encountered throughout its historical adventure is poverty. Poverty in social consciousness is usually concrete indicators; It has found its counterpart in the context of material criteria and has been interpreted within the framework of standards that affect the quality of life, such as nutrition, shelter, education, use of health services, literacy and individual income, which are the basic and mandatory needs of humans. It is possible to come across clues in historical records that poverty was more visible and at the forefront in daily life, under the influence of some political, social, economic and military motives in the past centuries. Nowadays, poverty is more in the background in social life due to intense media portrayals and the shift of the interlocutors' interests to different channels. It gives the impression of a remaining phenomenon. However, it is observed that especially in the first quarter of the last century, access to information and other opportunities is easier than in previous periods, and poverty is still one of the most important problems of the rapidly globalizing world. Contrary to the perceptions that the upward trend in qualities such as economic growth, development and sophistication will solve poverty, it is not possible to talk about an equal and fair income distribution throughout the society and to observe development in every section of the society as a whole, with all its elements, even in many of the regions described as developed countries in today's world. can be seen. Based on the fact that literature is one of the basic tools that transmit the intellectual and emotional developments of societies throughout history, its function of transferring common values and social problems to the next generations, and the awareness of being a nation, it is unthinkable that it will remain indifferent to a problem such as poverty, which is widespread across ages and different social structures. Therefore, in the literary traditions of all the nations of the world, poverty has come to the fore as a theme that events, ideas, political and religious movements directly or indirectly focus on, or as an argument that forms the basis for concepts such as equality and justice, on which political and heroic discourses are built. It is possible to see poverty as both a theme used as a source of inspiration for the fictions of literary texts and a fact of life, sometimes at the basis of individual or social tragedies, sometimes among the reasons for moral deterioration, and sometimes at the roots of mass fractures and outrages. In the literary works of Islamic societies, where values arising from religious grounds such as contentment, patience and gratitude are dominant, poverty is sometimes evaluated in the context of consent to fate and testing, and sometimes as an incidental problem that needs to be solved, resulting from the fact that justice, equity and capital are reserved for certain groups of the society and withheld from the rest. and therefore it has managed to find a place for itself in sub-branches of Islamic literature such as poetry and prose throughout history. The sample poems written by Arab poets around the theme of poverty are important in terms of understanding the social dimensions and depth of the issue among the Arab society. In Arab-Islamic literature, poverty, which is sometimes evaluated in a context blended with concepts such as asceticism and piety, has sometimes been seen as a matter of pride, and sometimes has been expressed in poems written in a satirical style as a social problem arising from the lack of social justice. Poverty, which is a result of divine decree and is considered as a phenomenon that requires patience without rebellion, has sometimes been stripped of its identity of being deprived of material means and has taken on a mystical identity, and has been interpreted on a spiritual basis by evaluating oneself as always knowing oneself in need of Allah (swt). The study was carried out with the aim of evaluating the ways in which the theme of poverty, which varies in this manner, is handled in Arabic poetry, through examples, and to trace the phenomenon of poverty in the context of poems in Arab-Islamic literature.