Arkaik Siyasal Kamusallıktan Starbucks’a Politika, Kahvehaneler ve Kamusal Alan Kavramı Üzerine Düşünceler


Creative Commons License

Köse H.

Türkiye’de Cumhuriyetten Günümüze Kamusal Alanın Değişimi , Şebnem Çağlar,Murat Gülgör, Editör, Istanbul University Press, İstanbul, ss.103-120, 2024

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2024
  • Yayınevi: Istanbul University Press
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.103-120
  • Editörler: Şebnem Çağlar,Murat Gülgör, Editör
  • Atatürk Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kahvehaneler, edebî ve politik kamusallığa ev sahipliği yapmış geleneksel mekânlardır. Bu fiziksel mekânların yüzyıllar boyunca geçirdikleri yapısal ve işlevsel dönüşümü Starbucks ve “üçüncü yer” kavramı odağında okumak, kamusal alanın tarihsel süreçteki yapısal dönüşümü açısından da önemli ipuçları verebilir. Böylesi bir irdeleme, özellikle 17., 18. ve 19. yüzyıllar boyunca değişen ölçeklerde muhalefete, eleştirel düşünceye, bozguncu ve hicvedici akla yataklık etmiş olan bu arkaik uzamların yeni iletişim teknolojilerinin politika dışı alanlar yarattığı, rasyonel kanaatlerin popülizmin ve post-truth’ün gölgesinde yitip gitmeye yüz tuttuğu, dolayısıyla duygu ve inanç dışı etmenlerle şekillenmiş politik bir kamusallığın sivil ve pratik imkânlarından artık kolaylıkla söz edilemediği bir çağdaki görünümünü sabitlemesi bakımından önemlidir. Konu, bir kez kahvehaneler, kamusal alan ve politika ilişkisi biçiminde kurgulanınca, amacımız da ister istemez politik tahayyüle ilişkin hissedilen endişeli düşüncelerin eğlence endüstrisi tarafından yapı bozuma uğratılması etrafında şekillenmiş olmaktadır. Başka bir deyişle, kahvehanenin yapısal ve işlevsel dönüşümünden yola çıkarak, politik idealizmi dışlıyor gibi görünen küresel neoliberal bir dünyada kamusal alan kavramını nasıl konumlandırmalıdır? Dolayısıyla bu yazıda amacımız bu ve benzeri sorulara bugünün egemen düşünsel paradigması içinden anlamlı yanıtlar vermeye çalışmak değil; daha eskiye, Batı Avrupa’da 17. yüzyıl ortalarından başlayarak 18. yüzyılın sonlarına doğru gitgide etkili olmaya başlayan salon, kafe ve kahvehanelerle birlikte, kamu otoritesinin dışında konumlanmış görece sivil nitelikli kamusal yapıların politik ve tarihsel gerçekliğine uzanabilmek. Başka bir deyişle, ilk somut kamusal alan biçimlerinden biri olan kahvehaneleri içerdikleri eleştirel, politik, dönüştürücü ve ilerici potansiyelleriyle birlikte, günümüzün Starbucks ve muadili ticari üçüncü yerlerin küresel tüketimci niteliğiyle ilişkisi bağlamında yeniden düşünmek.