Uluslararasi Sanad Kongresi 1, İstanbul, Türkiye, 12 - 14 Aralık 2019, ss.72-82
İnsan,
varoluşu konusunda sürekli bir sorgulama içinde bulunan yegâne varlıktır.
Varlığını nesnelleştirmeye çalışırken çevresini gözlemleyip kendince somut
sonuçlar çıkararak gerçekliğini sorgulamaya başlar ve ifade yöntemleri
geliştirir. Bunu gerçekleştirirken kendine bulduğu yöntemlerden biri de
sanattır. Sanatı anlamlandırmak için sahip olduğu gelişmiş fiziksel ve
duyusal/bilişsel yetilerini kullanır. İnsan, zamanla bilgiye ulaşmış ve
ulaştıkça da kendi yararına kullanarak bilginin sağladığı olanaklarla insanlık
için daha yaşanabilir bir dünya yaratmaya çalışmıştır. Hayatının her alanında
gerçekleştirdiği yaşamsal nesneleri tasarlama yoluna giderek güzeli ve
ergonomik olanı yapmaya başlamıştır. Zamanla sahip olduğu bu birikimini algı
yoluyla nesnel dünyasına, duyular sayesinde de öznel bilincine aktarmıştır.
Algı gelişimi hem olgunlaşma hem de öğrenme ile ilgilidir bu nedenle algılar,
kişinin eski deneyimlerine, kültürel birikimlerine, güdülerine, ruhsal durumu
ve tutumlarını içeren çeşitli psikolojik faktörlere ya da bilgilerine göre
şekil alır, aslında algı, bir kişilik tepkisidir. Bu çalışmada çağımızın tasarım
ürünlerinin evrimselliğinin zamanın getirileri doğrultusunda algılanışının
araştırılması amaçlanmıştır. Literatür taraması ve son zamanlarda yapılan
teknolojik ve bilimsel gelişmelerin tasarıma yansımalarının incelenmesi yöntemi
kullanılmıştır. Araştırma esnasında dijital verilerin hızla hayatın her alanına
etki ettiği bulgusuna ulaşılmış, günümüz insanının bilimsel ve teknolojik
gelişimleri algılama yöntemleri geliştirdiği sonucuna varılmıştır.