UCHINCHI RENESSANS DAVRIDA BAXSHI SANʼATINI OʻQITISH MASALALARI VA BAXSHI SANʼATI TRANSFORMATSIYASI, Toskent, Özbekistan, 23 Ekim 2025, ss.62-67, (Tam Metin Bildiri)
Âşıklık geleneği, Türk kültürünün köklü miraslarından biri olup Orta
Asya’dan günümüze kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Türk dünyasının farklı
bölgelerinde bu gelenek; Âşık, Ozan, Bahşı, Kam, Şaman, Oyun, Baksı gibi
çeşitli adlarla anılmıştır. Türkiye’de ise genellikle “Âşıklık Geleneği” olarak
bilinmekte ve Anadolu’da “Bâdeli Âşık, Halk Âşığı, Ozan, Halk Ozanı, Sazlı
Ozan, Kalem Şairi” gibi adlarla da tanımlanmaktadır.
Âşıklar; saz eşliğinde şiir söyleyen, halk hikâyeleri anlatan, genellikle
gezgin sanatçılardır. Kervansaraylar, panayırlar, saraylar, kahvehaneler, köy
odaları, düğünler ve çeşitli toplantılar gibi mekânlarda doğaçlama ya da usta
malı şiirler söylerler. Tarih boyunca bu sanatçılar; hem sözlü hem yazılı halk
edebiyatının yaşatıcıları olmuşlardır.
Âşıklık geleneği, zamanla İslamiyet’in etkisiyle ve yerleşik kültürle
şekillenmiş; Kur’an, hadis, tasavvuf, evliya menkıbeleri gibi dini
kaynaklardan; Arap ve Fars edebiyatından yapılan tercümelerden, destanlar,
atasözleri, masallar, fıkralar gibi sözlü halk kültüründen beslenmiştir. Bu
birikim, divan edebiyatı ve diğer yazılı kaynaklarla da zenginleşmiştir.
Sonuç olarak,
âşıklık geleneği hem dini hem kültürel birçok unsurla yoğrulmuş, halkın
belleğini ve yaşam biçimini yansıtan güçlü bir anlatı geleneği olarak günümüze
kadar ulaşmıştır.