TÜCAUM 2022 Uluslararası Coğrafya Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 12 - 14 Ekim 2022, ss.1-15
Mevcut
planlama literatüründe nüfus kaybı, sanayisizleşme, yaşlanma ve banliyöleşme
olarak tanımlanan kentsel büzüşme günümüzde birçok ülkenin karşı karşıya olduğu
temel kentsel ekonomik kalkınma problemlerinden biridir. Başlarda gelişmiş
ülkelere özgü bir problem olarak tanımlansa da kentsel büzüşme çok sayıda
gelişmekte olan ülkenin de karşılaştığı önemli sorunlardan biridir. Önceki
çalışmaların büyük bir bölümü, nüfus kaybını kentsel büzüşmenin en belirgin
göstergesi olarak kabul ederken, son dönemlerde ortaya çıkan bir dizi çalışma
demografik özelliklerin tek başına büzüşme sorununu açıklamaya yeterli
olamayacağına işaret etmiştir. Böylece, demografik özelliklerin yanında ekonomik,
sosyal ve çevresel özelliklerin de kentsel büzüşmenin ortaya çıkmasında etkili
olabileceği vurgulanmıştır. Bu çağrılara bir cevap olarak ortaya çıkan bu
araştırma, Türkiye'deki 81 kentin 1970-2020 yılları arasındaki nüfus değişimi
sonucunda ortaya çıkan büzüşme örüntülerinin çok boyutlu nedenlerini ortaya
koymayı amaçlamaktadır. Diğer bir deyişle, farklı analiz tekniklerini
kullanarak bu çalışma, demografik özelliklerin yanında ekonomik, sosyal ve
çevresel özellikleri de dikkate alarak kentsel büzüşme desenleri arasındaki
farklılıkları ortaya koymayı hedeflemektedir. Çalışmanın bulguları, sadece
demografik özelliklerin değil, aynı zamanda diğer kentsel özelliklerin de
büzüşme desenlerinin belirlenmesinde kritik roller oynadığını ortaya
koymaktadır. Ayrıca, büzüşme desenleri arasındaki farklılıklara vurgu yapan bu
makale, herkese uyan tek beden yaklaşımının (one-size-fits-all approach)
aksine, her kente özgü politika ve önlemlere duyulan ihtiyaca vurgu yapmaktadır.