Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Atatürk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2024
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: SAMAD ISMAYILOV
Özet:
GİRİŞ VE AMAÇ. Çalışmamızda laparoskopik kolesistektomi ameliyatı sonrası ilk 90 günde hastaneye yeniden yatan hastaların yaş ortalaması, cinsiyet farkları, ilk başvuruda yatış süreleri, en sık hangi şikayetlerle başvurduğu ve yeniden yatışı önlemek için ne gibi önlemler alınabileceği değerlendirildi. 5151 hasta tarandı ve 86 hastanın ilk 90 günde yeniden hastaneye yatırılarak tedavi edildiği tespit edildi. Amaç kliniğimizde laparoskopik kolesistektomi sonrası ilk 90 gün içerisinde hastaneye yeniden yatışın en sık nedenlerini araştırmak, önlenebilir nedenleri saptamak ve yatış oranlarını azaltarak sağlık sistemindeki ekonomik yükü minimuma indirmektir. GEREÇ VE YÖNTEM. Erzurum Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde 2011 ocak ve 2022 aralık tarihleri arasında 18 yaşından büyük, safra kesesinde taş nedeniyle acil veya elektif olarak laparoskopik kolesistektomi ameliyatı öyküsü olan 5152 vaka bilgisayar kayıtlarından tarandı. Aynı seansta başka bir cerrahi yapılan veya laparoskopiden açığa dönülen hastalar çalışmadan çıkarıldı. BULGULAR. Hastaların ikinci yatış nedenleri gözden geçirildiğinde 19 hasta non-spesifik karın ağrısı, 23 hasta koledokolitiazis, 5 hasta kolanjit 10 hasta kolestaz, 10 hasta yara yerinde apse, 7 hasta pankreatit, 1 hasta ince barsak perforasyonu, 1 hasta gastrointestinal sistem kanaması, 3 hasta safra yolu yaralanması, 6 hasta intestinal obstrüksiyon ve 1 hasta karaciğer apsesi nedeniyle yeniden yatırılmıştır. SONUÇ. Laparoskopik kolesistektomi sonrası ilk 90 günde hastaneye yeniden yatışın en sık nedenleri koledokolitiazis, non-spesifik karın ağrısı, kolestaz, yara yerinde apse, pankreatit, intestinal obstrüksiyon, kolanjit, safra fistülü, bilioma, ince barsak perforasyonu, gastrointestinal sistem kanaması ve karaciğer apsesi olarak belirlendi. Koledokolitiazisi önlemek geçmek için hastaların preoperatif değerlendirme esnasında kan tetkiklerinin detaylı incelenmesi ve şüpheli durumlarda görüntüleme tetkiklerinin daha da derinden incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.