Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2025
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: ALEYNA KOPUZ
Danışman: Muhammet Tatar
Özet:
Sanat, tarih boyunca estetik bir ifade biçimi olmanın yanı sıra, döneminin teknolojik gelişmeleriyle şekillenen bir düşünsel yapı olarak varlık göstermiştir. Antik çağın taş işçiliğinden, Rönesans’ın anatomi temelli görselliğine ve oradan dijital çağın algoritmik estetiğine uzanan çizgide yaratım süreçleri dönemin teknik şartlarıyla sürekli olarak yeniden biçimlenmiştir. Temsilin doğası kullanılan aracın niteliğiyle birlikte değişmiş ve mimesis görevi sanatçının yanı sıra makinede de yer almış, özellikle modern dönemde üretimle ilişkisinde köklü bir dönüşüm yaşamıştır.
Analog sistemlerin fiziksel sınırları, sanatçının ifade alanını belirlerken, dijital teknolojilerle birlikte görsel üretim, işlem gücü ve algoritmalar üzerinden yeniden bu sınırlar tanımlanmıştır. Fotoğrafla başlayan temsil krizi, video ve yazılım temelli sanatla derinleşmiş, üretici özne kavramı yeniden tartışmaya açılmıştır. Yapay zeka tabanlı sistemlerin devreye girmesiyle birlikte yaratım süreci, yalnızca insan merkezli bir etkinlik olmaktan çıkarak insan-makine etkileşimi temelinde işleyen bir işbirlikçi üretim biçimi haline gelmiştir. Metin tabanlı yapay zeka modelleri dili yalnızca bir iletişim aracı olarak değil aynı zamanda görselleştirme eyleminin temel bir unsuru olarak işler. Prompt yoluyla yapılan yönlendirmeler, görsel çıktıların biçimini, stilini belirler ve kullanılan sözcük türleri, referanslar ve kavramsal çağrışımlar üretimin niteliğini doğrudan etkiler. Sanatçı adıyla verilen komutlar ya da ışıklandırma gibi teknik betimlemeler, sistemin öğrenilmiş estetik kalıplarına erişimini tetikler. Bu süreçte üretilen görseller, yalnızca betimlemeden ibaret değildir. Yapay zekanın bilişsel eşleştirme kapasitesiyle kavramsal harmanlamalara dayalı yeni anlam katmanları da ortaya çıkar.
Yaratıcılık,
sadece insan zihnine ait bir ayrıcalık olmaktan çıkarak büyük veri kümeleriyle
birlikte dağıtılır hale geldi. Üslup, artık sanatçının bireysel üretimi değil
aynı zamanda makinenin istatistiksel tekrarlarla oluşturduğu örüntüler dizisi
üzerinden yeniden kurgulanan bir yapıdadır. Böylece tarihsel bağlamından kopartılan
estetik, yeniden işlevselleştirilmiştir.