İNVAZİV CANDİDA ENFEKSİYONU SAPTANAN HASTALARDA RİSK FAKTÖRLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ, İZOLE EDİLEN CANDİDALARIN VİRULANS FAKTÖRLERİNİN VE ANTİFUNGAL DUYARLILIKLARININ ARAŞTIRILMASI


Creative Commons License

Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Atatürk Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri, Türkiye

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Büşra Andiç

Danışman: Hakan Uslu

Özet:

İnvaziv Candida Enfeksiyonu Saptanan Hastalarda Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi, İzole Edilen Candidaların Virulans Faktörlerinin ve Antifungal Duyarlılıklarının Araştırılması

Candidalar insanlarda patojen olan fungal etkenler arasında en sık görülen organizmalardır ve önemi giderek artmaktadır. Enfeksiyon gelişiminde hastanın risk faktörleri ve virulans faktörleri önemlidir. Bizim çalışmamızda amacımız; laboratuvarımıza gönderilen invaziv hasta örneklerinden izole edilen candida suşlarının virulans faktörleri ve antifungal duyarlılıklarının araştırılması ve hastalara ait risk faktörlerinin belirlenmesidir.

Çalışmamıza invaziv örneklerden izole edilen 70 candida suşu dahil edildi. Suşlara ait virulans faktörlerinden proteinaz, fosfolipaz ve biyofilm aktivitesi fenotipik yöntemlerle test edildi. Proteinaz aktivitesi için sığır serum albumin içeren agar;  fosfolipaz aktivitesi için yumurta sarılı agar ve biyofilm aktivitesi için modifiye tüp aderans yöntemi kullanıldı. Antifungal duyarlılık için Sensititre YeastOne(Thermo Scientific™, ABD)  kullanıldı. Hastalara ait risk faktörleri hastane otomasyon sistemi üzerinden taranarak edinildi.

Çalışmaya klinik örnekleri dahil edilen hastaların %15,7’sinde Diyabetes mellitus, %15,7’sinde renal yetmezlik, %32,9’unda malignite, %20’sinde immunsupresif tedavi öyküsü bulunmaktaydı. Hastaların %34,3’ünde geçirilmiş cerrahi, %18,6’sında bakteriyemi, %62,9’unda geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı mevcuttu. Geçirilmiş cerrahi non-albicans’lı hastalarda C.albicans’lılara göre anlamlı yüksekti. Hastaların yatışları süresinde %48,6’sına mekanik ventilasyon(MV), %14,3’üne total parenteral nütrisyon, %40’ına santral venöz kateter(SVK), %61,4’üne üriner kateter uygulanmıştı. Kandidemili hastalarda kandidemi dışı enfeksiyonu olanlara göre SVK, MV kullanımı ve geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı anlamlı yüksekti.  .

İzole edilen suşların %80’i kandan, %20’si kan dışı örnektendi ve suşların %35,7’si C.albicans, %64,3’ü non-albicanstı. 70 candida suşunun %80’i proteinaz, %32,8’i fosfolipaz ve %21,4’ü biyofilm pozitifti. C.albicans suşlarının fosfolipaz aktivitesi non-albicans türlere göre anlamlı olarak yüksekti ve C.albicans türlerinin hepsi proteinaz pozitifti.

Suşların MİK dağılımları flukonazol için 0,008-32 μg/mL, vorikonazol için 0,008-1 μg/mL, caspofungin için 0,008-0,5 μg/mL, micafungin için 0,008-2 μg/mL ve anidulafungin için 0,015-2 μg/mL’ydi. Tüm antifungallerin ortalama MİK değerleri non-albicans türlerde C.albicans’a göre anlamlı yüksekti. Sadece sekiz C.parapsilosis flukonazole dirençliydi. Fosfolipaz aktivitesi negatif suşların MİK değerleri tüm beş antifungal için fosfolipaz pozitif suşlardan anlamlı yüksekti. Antifungal direnç giderek artan bir sorun olmaya başlamıştır. Bu nedenle virulans faktörleri ve antifungal direnç arasındaki ilişkiye yönelik genotipik ve fenotipik çalışmaların arttırılıp antifungal etkili yeni ajanlar üzerinde çalışılması faydalı olacaktır.